Dünyada yaklaşık 200 bağımsız devlet vardır. Maddi gücü, Teknolojik gücü olan kimi devletler güçsüz olanları baskı altına almaya çalışmakta, onların yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürmektedirler.
Kendi halkını baskı altına alan diktatörler de çıktı dünyamızda. Hitler, Musolini, Saddam Hüseyin, komşu ülkemizdeki Esad’lar ve daha başkaları örnek olarak gösterilebilir.
ABD Başkanı Donalt Trump’un, saygısız ifadelerle, ülkemiz Başkanına yazdığı mektubu unutmadık.
ABD Başkanlarından Johnson’un, dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye, Kıbrıs konusuyla ilgili olarak1964 yılında, küstah bir dille yazdığı mektubu da unutmadık.
İsmet İnönü de, Johnson’a verdiği yanıtta: “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye’de o dünyada yerini alır” yanıtıyla karşılık vermişti.
Hitler, ikinci dünya savaşını çıkararak, 50 Milyon İnsanın ölümüne yol açmış, kendisi de ya intihar ederek ya da bir başkası tarafından kafasına kurşun sıkılarak öldürülmüştü.
Suriye Devlet Başkanı Hafız Esat 1971 yılında bir ihtilalle başa geçmişti. Ülkesini 29 yıl baskıyla yönetti. 2000 yılında oğlu Beşar Esad’a devretti. Beşar Esad da 2000 yılında başa geçmiş, binlerce Suriye vatandaşını öldürerek susturmuştu. Sonunda Rusya’ya kaçarak canını kurtardı.
Dünyada hiçbir diktatörün sonu iyi gelmemiştir. Şimdi Suriye’de başa geçenlerin ülkeyi nasıl yöneteceklerini bilemiyoruz. Umarız kendi yurttaşları da yönetimden hoşnut kalır, başka ülkelerin de bir diyeceği olmaz.
Dünyamızda hangi ülke olursa olsun, yönetirken, hem kendi yurttaşlarıyla, hem de başka ülkelerle ilişkilerine dikkat etmeli, ağzından çıkacak her söz, kalbine danıştıktan sonra çıkmalı.
Büyük Halk Ozanı : “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, acıyı bal ede bir söz” diye şiirinde ne güzel öğüt verir.
Yunus Öğüt verir de, Âşık Veysel’in dediği gibi: “Alan alır, almayana hiç olur”
Bireylerin ve ülkelerin değeri de, başka bireylerin ve başka ülkelerin kalkınmasına ve gelişmesine yapacakları olumlu katkıya ölçülür.
Maddi ve teknolojik güçlerine dayanarak başkalarını sömürmeye kalkanlar, başkalarına zarar verenler, eninde-sonunda yaptıklarını çekecekler, ama bu dünyada, ama öbür dünyada.
Bireyler de, ülkeleri yönetenler de, iyilikte yarışmalı, hıyanette değil.