Üniversite öğrencilerinden 300 kadarı, toplu gösteri yaptıkları nedeniyle gözaltına alındı, çok azı, Ramazan Bayramı’nı tutuklu geçirdikten sonra serbest bırakıldı. Serbest kalan öğrenciler ve aileleri sevindiler.
Belki de bu yazım yayınlandığında, diğerleri de bırakılabilir. Çünkü avukatları, öğrencilerin yaptıklarının, anayasamıza ve yasalarımıza göre suç oluşturmadığını söylüyorlar.
Ben onu bilemem. Bu yazıyı, bir süre tutuklu kalıp, sonra bırakılmalarına sevinmeleri üzerine yazıyorum.
1970’li yıllarda, Ankara’ya gittiğimizde, 1961-1965 ve 1969-1973 yılları arasında iki dönem Gümüşhane’den milletvekili seçilen, şair, yazar Rahmetli Nurettin Özdemir’in, Ankara’daki Hukuk Bürosuna giderdik. Bazı gidişlerimizde, rahmetli Osman Bölükbaşı’nı orada görür, konuşur, dinlerdik.
Rahmetli Bölükbaşı, 1950 yılından önce Millet Partisini kurmuştu. Memleketi Kırşehir’den her dönem Milletvekili seçilerek Meclise gider, 1950-1960 arasında iktidar olan Demokrat Parti ile mücadele ederdi. Bu yüzden tutuklandığı olurdu.
Demokrat Parti, Osman Bölükbaşı’na zıtlık olsun diye, Kırşehir’i ilçe yaptı, o tarihlerde, Kırşehir’in ilçesi olan Nevşehir’i il yaparak, Nevşehir’ e bağladı. Osman Bölükbaşı’nın köyü de Nevşehir sınırları içinde kalmıştı.
Osman Bölükbaşı, Kırşehir’in yeniden il olması konusunda, tek başına büyük mücadele verdi. Sonunda Kırşehir yeniden il oldu. Bu konuyu sorduk Osman Bölükbaşı’na.
Bölükbaşı dedi ki; “Allah fakiri sevindireceği zaman, eşeyini semerli yitirir, semersiz buldururmuş. Biz de, uzun uğraşılarımızın sonunda Kırşehir’i yeniden il yaptık ama (Nevşehir’i kast ederek) semerini kaybettik.” demişti.
Nurettin Özdemir’in Hukuk Bürosuna yeğeni Av. Metin Özdemir’le birlikte gitmiştik. Osman Bölükbaşı, Ankara’ya niye geldiğimizi sormuştu. Biz de CHP’nin Kurultayına geldiğimizi söylemiştik. Bu yanıtımızın üzerine Bölükbaşı:
‘Ulan oğlum, benim bildiğim Gümüşhane Müslüman memleketidir, siz bu yaşta, bu gavurluğu nereden öğreniyorsunuz?” Demişti.
Osman Bölükbaşı’ndan dinlediklerimiz bir başka yazı konusu olabilir. Onları da kısmet olursa, bir başka yazıda anlatırız. Çünkü Bölükbaşı’nın konuşmalarından ders alınacak çok örnekler çıkar.