Hangi konuda olursa olsun, işin aslını öğrenmeden kesin yargıya varmak yanıltır insanı. O nedenle, “Son pişmanlık fayda vermez” deyimi kullanılır.
Yerini, zamanını, isimlerini söylemeden bir örnek vermek istiyorum bu konuda.
Yerli olmayan bir bayan turist kaldırımda yürürken bir yerli vatandaş da aynı kaldırımda, ama biraz hızlı adımlarla varmak istediği yere gidiyor. Birisi da arkadaşına muziplik olsun diye, yerlinin yabancı turistle aynı hizaya geldiğinde fotoğrafını çekiyor. Sonra da, arkadaşının evine gönderiyorlar fotoğrafı. Fotoğrafı gönderilen yerlinin hanımı, eşini bir yabancı kadınla yan yana yürüyormuş gibi sanıyor ve evde bir tartışma başlıyor. Fotoğrafı çekilen şahıs, her ne kadar bir başka kadınla ilgisi olmadığını, bu fotoğrafın bir oyun olduğunu söylese de, hanımını inandıramıyor. İş, bir yuvanın yıkılmasına kadar gidiyor.
Düşünülemeden yapılan bir şakanın bir yuvanın nasıl yıkıldığına yol açtığını görüyor musunuz!.
İçki içmeyen, sigara alışkanlığı olmayan, dini vecibelerin yerine getiren bir genci, bir başka kentte, bir yakını ısrarla içki içilen bir yere götürüyor. Yanında bir arkadaşı var. Genci zorla, ısrarla içki içilen yere götüren kişi bir ara kayboluyor. Biraz sonra masaya bir kadın geliyor. Niye geldiğini soruyorlar. Arkadaşlık yapmak istediğini söylüyor. Ama kadınla ortak hiçbir yanları yok. Arkadaşlık yapamayacağını anlayan kadın kalkıp gidiyor. Biraz sonra dini vecibelerini yerine getiren kişiyi içkili yere getiren yakını dönüyor. Masadan niye ayrıldığını soruyor yakınına. O da, fotoğrafçı aradığını ama bulamadığını söylüyor.
Durum anlaşılıyor. İki arkadaşın yanına bir kadını özellikle gönderildiği ortaya çıkıyor.
Amaç, sigarasız, içkisiz, inançlarını yerine getirmenin ötesinde kötü bir alışkanlığı olmayan genci bir kadınla resmini çektirip, remi önce ailesine, sonra da, birlikte olduğu cami cemaatine göndererek, itibarını sarsmak. Bu tertibe, bir şakta kılıfı uyduran şahsın bu hareketi, işi bir c inayete kadar götürebilirdi.
“Şakalar, yarı yarıya bir hakikattir” deyimi de vardır halk arasında. Önünüze bir fotoğraf, beklemediğiniz bir anlatı, bir yazı geldiğinde, hemen inanmayın ve karar vermeyin. Düşünün, araştırın, bir süre sabırla bekleyin, gerçeği sonra fark edebilirsiniz.
Bunun için arkadaşlarınızı iyi seçin. “Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyelim” deyimi boşuna çıkarılmış bir deyim değildir.