Ülke genelinde ve karınca kararınca Gümüşhane’de memur, emekli, işçi v e çiftçilerin geçim sıkıntısı içinde olduğunu dile getiren binlerce yazı yazıldı, ülkeyi yönetenlere duyuruldu.
Ama Erzurum’da bir emeklinin ulusal gazetelere yansıyan “BİZİ ÇÖPE ATTINIZ!” saptaması kadar etkili bir cümle kurulduğuna tanık olmadık.
Ülke çapında bir şair olan, hukukçu, eski parlamenter Nurettin Özdemir, kimi genç şairlerin dizelerine yansıttığı kimi buluşları çok başarılı görür; “Bu çok başarılı buluşlar benim niye aklıma gelmedi” diyerek hayıflanırdı.
Erzurumlu emekli; “Bizi çöpe attınız” derken abartmıyor, gerçeği söylüyor. Birçok insanın Pazar artıkları arasında, yıkandıktan sonra yenilebilir meyve-sebze araştırdığını, çare araması gerekenlerin dışında herkes görüyordu.
“Ne yapalım; kasada para yok” mazereti geçerli değildir. Yönetime talip olanlar, emekliyi, memuru, işçiyi, köylüyü yoksunluktan kurtaracak parayı bulmalı, bulamıyorlarsa, bulabilenler yönetime gelmelidir.
Bir ara, muhalefet milletvekillerinden biri, TBMM deki konuşmasında; “Halkın çoğunun kuru ekmekle karnını doyurmak zorunda bırakıldığını” söyleyince, iktidar milletvekillerinden biri de oturduğu yerden; “Kuru ekmek bulabiliyorlarsa karınları aç değildir” yanıtını vermişti. Hem de; “Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar” deyimi ortada iken.
Çöpe atılmak ne demek?
İnsanlar, kendilerine ve başkalarına hiçbir şekilde yararlı olamayan nesneleri çöpe atarlar.
Ne var ki, büyüklerimiz, 85 milyon insanın 60 milyonunu açlıkla baş başa bırakıyor.
Çöpe atılmak demek, siz artık hiçbir işe yaramazsınız. İşe yaradığınız bir gün var her 4-5 yılda bir, sizi çöpe atanlara oy vererek başınızda kalmalarını sağlamak.
Onun dışında çöpsünüz.
Çöp olmayı da siz istiyorsunuz. Kusuru şurada, burada aramayın.