enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp gümüşhane gümüşhane haberler
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Türkçeye Bye Bye Demeden…

07.02.2023 13:53
0
A+
A-

Yıllardan beri bangır bangır bağırıyoruz: “Türkçe yabancı dillerin tehlikesi altında.” Bunu görmemek için kör olmak gerekir. Her geçen gün dilimiz yozlaşıyor. Yabancı kökenli kelimeler sağanak halinde yağıyor dilimize. Bu pek yakında fırtınaya dönüşürse şaşmayın.

Teknolojiyle beraber dilimiz de dışa bağımlı hâle geldi. Avrupa’dan, Amerika’dan ve diğer gelişmiş ülkelerden aldığımız teknolojik aletlerin ismini karşılayacak kelimelerimiz yok. Bunlarla birlikte adlarını da ithal ediyoruz. Oysa istesek bunlara makul karşılıklar bulabiliriz. Fakat her şeyde olduğu gibi bu alanda da hazırcılığa alışmışız. Bizdeki kör mantığa göre kelime dışarıdan gelince havası ve itibarı da bir başka oluyor! Bu sömürge ruhlu insanları anlamakta güçlük çekiyorum.

Türkçemizin Batı’nın egemen dillerine boyun eğmesine karşı, fert ve toplum olarak yapabileceğimiz şeyler yok değil. Bu kötü gidişi seyretmek acizliktir. Dünya bilim camiasının önde gelen ilim adamlarından olan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu bu kötü gidişe dur demek için yıllar evvel kollarını sıvadı. Uzun senelerden beri Türkçenin sömürgeleştirilmesine karşı mücadele veriyor. Kendisi Amerika gibi gelişmiş bir dünya ülkesinde yaşıyor. Orada el üstünde tutuluyor. Fakat O, kendini Türkiye’nin bir parçası olarak görüyor ve dilimizin kötü manzarası onu rahatsız ediyor. Gece gün demeden çalışarak halkın dil bilincini diri tutuyor. O, tabir caizse vaktiyle denize bir taş attı. Küçük halkalar oluşmaya başladı. Bu halkalar her geçen gün genişledi. Artık onu destekleyenler ve etrafındakiler sayıca arttı. Bununla da kalmadı; kendilerine duydukları güvenleri ve inançları da o nispette büyüdü. Türkçenin sahipsiz olmadığı görüldü.

Oktay Sinanoğlu, bilim adamı olma vasfının yanında son derece iyi bir yazar da… Yazarın Türkçeyle ilgili yazmış olduğu kitaplarını her Türk aydınının okuması gerekir. Oktay Sinanoğlu’nun kaleme aldığı bu mühim kitaplardan birisi de “Bye Bye Türkçe” adını taşıyor.

Sinanoğlu, 26 yaşında profesör olmuş bir dahi… ABD Bilim ve Sanat Akademisi’nin ilk ve tek Türk üyesi… İki kere Nobel ödülüne aday gösterilmiş. Bilindiği gibi Batıda yetişen son üç yüz yıl içindeki en genç profesör unvanını aldı. ABD Yale Üniversitesi’nde iki kürsüde birden hocalık yapıyor. Canlılara biyolojik kimliğini veren DNA’ların şifresini çözerek bilmediğimiz türden canlılar vücuda getirmenin teorisini kurdu. Kuramları kimya ders kitaplarında kendi adıyla anılıyor.

Dünyanın çok değer verdiği bu Türk bilim adamını biz ne kadar tanıyoruz; kendisinden ne kadar faydalanıyoruz? Bunlara olumlu cevaplar veremeyiz. O, kimliğini unutmamış ve kendini Türkçeye adamış bir aydın aynı zamanda… Bir zamanlar “Türkçe bilim dili değildir” diyen YÖK eski başkanı Kemal Gürüz’ün aksine Sinanoğlu, bilim için en uygun dilin Türkçe olduğunu savunuyor. Yıllardan beri de bunu ispatlamanın mücadelesini veriyor. Bu konuda epey yol aldığını görmekteyiz.

“Türkçe giderse Türkiye gider” sloganından yola çıkan Sinanoğlu, “Bir Nev-York Rüyası Bye Bye Türkçe” adlı eserinde, özetle yabancı dille eğitimin bir ihanet olduğu gerçeğinin altını çiziyor. Hatta bizim yere göğe sığdıramadığımız İngilizcenin aslında bilim dili olmadığını iddia ediyor. “Bye Bye Türkçe” adlı eserin ilk bölümünde Türkçeyle ilgili makalelere, ikinci bölümünde de Oktay Sinanoğlu’yla yapılan söyleşilere yer veriyor. Kitapta ülkemizde masrafları bizden çıkan misyoner okullarından, Türkiye’nin eğitim ve bilim politikasına kadar her konuda görüşe yer veriliyor. Adeta uyuyan bir millet, haykırışlarla uyandırılmaya çalışılıyor. Kitabı bitirdiğinizde dilimiz ve kültürümüz üzerinde oynanan oyunlara vakıf oluyorsunuz. Bu durum sizin direncinizi ve mücadele gücünüzü kamçılıyor, artırıyor. Sinanoğlu’nun kaleme aldığı “Bye Bye Türkçe” kitabında dilimizin kritiği ve bugünkü durumu anlatılıyor. 429 sayfalık bu kıymetli eser, dilimiz hususundaki gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor.

Oktay Sinanoğlu’nun dediği gibi: “Dil ana kültürün, Atatürk’ün anladığı tam bağımsızlık duygusunun ve ulusal benliğin temelidir. Dilimiz matematik kadar açık seçik, her dala kolayca yetişebilen, üstün türetme yeteneği ile yabancı dilcileri bile kendine hayran bırakan bir dildir. Uluslararası haysiyetimiz, onurumuz da kendi dilimize verdiğimiz öneme bağlıdır.” Bizdeki “Plaza, center, cafe, fast-food, showroom, shopping,…”gibi işyeri adları, “Cool, trendy, bazaar, zoom, fashion” gibi magazin dergisi adları, ülkemizin nereye kadar bağımsız olduğu sualini sormamıza neden oluyor. Bu durum kültürel bağımsızlığımızın tehlikede olduğunu işaret ediyor. Sinanoğlu, yabancı dil hususundaki görüşünü ise şöyle dile getiriyor:

“Bir de yabancı dilde öğretim konusu var tabi. Bilim ve teknikle uğraşacakların, teknik yazıları okuyabilecek kadar bir veya birkaç dili bilmeleri çok yararlıdır. Okullarımızda yabancı dillerin kolay öğretilemediği de bir gerçektir. Ancak bunun çözümü yoğun yaz kurslarında, çağdaş, görsel, işitsel dil öğretimi yöntemlerinde aranmalıydı. Oysa 1953’ten sonra Türk parasıyla, eğitim dili İngilizce olan okullar açıldı. Kamuoyunda yabancı dil bir amaç olmaktan çıkarak ön amaç haline gelmeğe başladı. Oysa Anayasaya göre resmi dil Türkçedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim dili de Türkçedir. Çünkü hem yabancı dil, hem matematik gibi, fizik gibi zaten çoğu öğrenciye güç gelen konuyu aynı anda, aynı ders içinde öğretmek diye bilimsel bir yöntem olamaz. Öğrenci çapraşık bir matematik sorununun inceliklerini mi anlamaya çalışsın, yabancı sözcüğün ne demek olduğunu mu? Yoksa dil bilgisi kuralını mı hatırlamaya uğraşsın? Sonuç olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün okullarında eğitim dili tümü ile Türkçe olmalıdır. Yabancı dil ek olarak ve iyi öğretilmeli, fakat kesinlikle Türkçenin yerini almamalıdır.”

Bizler tüm tehlike sinyallerine rağmen Türkçe konusunda karamsar değiliz. Bu millet Çanakkale’de yedi düvele karşı savaştı. Kimseye uşak olmadı. Adam gibi öldü, şahadet şerbetini içti ki geride kalanlar onurla, alnı ak, başı dik yaşasın. Atatürk’ün dediği gibi: “Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Kökü dışarıda olan hainlerin Türkçeye “Bye Bye” demesine müsaade etmeyeceğiz. Çünkü Türkçe varsa biz varız. Sizleri Oktay Sinanoğlu’nun “Bye Bye Türkçe “adlı kıymetli eserini okumaya ve bu mesele üzerinde düşünmeye davet ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları
BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.