Son görüşmemizde; “Günlerimizi sayıyorum” demişti en az 85 yılımızı birlikte
Geçirdiğimiz Şener Tuğlu. Bacı-kardeş çocuklarıydık.
1940 yılında annesini kaybetmişti. O iki buçuk yaşında, ben de beş yaşımdaydım. Babam Ankara’da Temyiz Mahkemesindeydi. 1944 yılına kadar görevi ni sürdürmüştü. Biz de annem, dayılarım, teyzem ve dayımın çocuklarıyla 4 yıl boyunca aynı evi paylaştık. Annem-babam da amca çocukları olduğu için ayrımız gayrımız yoktu.
Şener iki buçuk yaşında annesini kaybedince, teyzem bakıyor, annem de ilgileniyordu.
Ben Şener’den bir yıl önce Kelkit Cumhuriyet İlkokuluna başlamıştım. Şener de bir yıl sonra geldi. İlkokulu Samsun’da tamamlayarak ailemizle birlikte Kelkit’e döndük ama Kelkit’te Ortaokul henüz açılmamıştı. Bir yıl bekledim ve 1949 yılında açılan ortaokula birlikte gittik.
Şener, vasatı üstünde bir öğrenciydi. Tüm yakınlarından büyük ilgi ve sevgi görüyordu ama davranışlarında bir değişiklik yoktu. Hep ölçülü, ağırbaşlı, sözünü sohbetini bilen, saygıda, sevgide kusur etmeyen, herkesle ilişkilerini çok iyi sürdüren bir çocuk ve daha sonraları bir gençti.
Ailesinin Kelkit’te geniş arazileri vardı. Şener’de, 1956 yılında Trabzon Lisesini bitirdikten sonra (Geniş arazileri nedeniyle olsa gerek) Ziraat Fakültesini seçti ve 1960-61 tarihinde Fakülteyi bitirdi.
Önce Ankara Sosyal Sigortalar Kurumunda görev aldı. Daha sonra Erzincan SSK’ya nakletti. Yedek Subaylığını Kayseri’de yaptı, Manisa SS Kurumuna geçti, İzmir’e yerleşti.
Şener Amcasının kızı Safiye Tuğlu ile evlenmiş, üç kızını da (Özlem-Pınar, Duygu) yetiştirmişti.
Şener, Erzincan’da çalışırken Sosyal Sigortalar Kurumu Gümüşhane şubesini kurmak için görevlendirilmişti. Birlikte vali Beye gittik, anayol üzerinde bir yer kiraladık. Telefon aldık, Perdeler diktirdik, Masa-sandalye aldık, bir görevli verdiler ve Şener ayrılarak Erzincan’a döndü.
Şener, yaklaşık 15 yıl önce İstanbul’da bir daire aldı ve oraya yerleşti. Şener’in ağabeyi ve pek çok yakınımız vardı İstanbul’da. Ağabeyini de yaklaşık iki yıl önce kaybetmiştik.
Şener, son 5-6 ay önce yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak 5Mart 2024 Salı günü akşama doğru yaşamını yitirdi.
Babam 1948 yılında bir kardeş kadar sevdiği Kelkit Belediye Başkanı Sayın Mustafa Kotan Doğan’ı ölüm haberini, Samsunda iken, “Dünyamın yarısı yıkıldı” demişti. Ben çocuk yaşımda bunun ne anlama geldiğini, Şener’i kaybettiğimiz haberini aldığım dakikada daha derinden anladım. Dün (Çarşamba günü) İkindi namazının ardından, İstanbul Zincirlikuyu mezarlığında ağabeyinin yanında toprağa verdik.
Kendisine Allah’tan rahmet, hanımı (Dayımın kızı Safiye’ye, Şefkatle büyüttüğü kızları (Hastalığından ölünceye kadar yanından hiç ayrılmayan Özlem’e, yurt dışında yaşayan Pınar’a, evdeki Duygu’ya ve tüm Tuğlu ailesine başsağlığı diliyorum.