Başlıktaki ifadenin tamamı; “Zulümle âbad olanın, ahırı berbat olur” dur.
Bu atasözü, çok uzun yıllardan beri ülkemizde söylene gelmekte ve bir gerçeği ortaya koymaktadır.
Zulüm; dünyanın hiçbir yerinde ve zamanında uzun ömürlü olmamıştır.
Tarihe bir göz atın, zulüm yapanların, yanlarına kâr kalmadığını göreceksiniz.
Zulüm; İkinci kez Amerikan Başkanlığına getirilen Donald Trump’u anımsatmaktadır bana.
Başka bir ülkeye ait olan “Grönland” bizim olmalıdır” diyor. “Filistinlilerin toprakları bizim olmalıdır” diyor. “Kanada, bizim eyaletimiz olacak” diyor. Orta Doğuyu yeniden düzenleyerek, yeraltı ve yerüstü varlıklarının üstüne konmak istiyor. Ve yine, Orta Doğuyu İsrail’in kontrolüne vermek istiyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin ve Avrupa ülkelerinin kayıtlarında terör örgütü olarak geçen Colani’yi (Ahmet El Şara’yı) Suriyye’nin başına geçirerek, alevi kökenli Suriyelilerin katledilmesini seyrediyor.
Her gün, Amerikan Başkanının, haksız, hukuksuz, yeni bir macerasıyla uyanıyoruz. Trump’ın zulüm den başka bir anlama gelmeyen bu davranışlarına ses çıkaran yok.
Göstermelik olarak Trump ve Rusya, Suriye’deki katliam için Birleşmiş Milletleri toplantıya çağırdılar. Her ikisinin isteği dışında ne çıkacak bu toplantıdan? Ne çıkarsa çıksın, uygulama, dünyadaki süper güçlerin istediklerinin dışında bir kanala mı evrilecek?
Amerika Birleşik Devletleri’nin, Bileşmiş Milletler Kararlarında “Hayır” dediği hiçbir karar yerini bulmamıştır.
Haksızlıklar, hukuksuzluklar çok uzun ömürlü olmazlar ama yapıldıkları sürece, yapanların yanına kâr kalacak sanılır. Hiçbir zulüm, kimileri yaşarken görmese de, yapanların yanına kâr kalmaz.
Çünkü “zulümle âbad olanın, ahırının (sonunun) berbat olduğunu tarih bize göstermiştir.
Kim; “Her yaptığım zulüm, yanıma kâr kalır” diyorsa tarihe bir göz atsın.