Bilirsiniz, yağmurlar yağar; dereler, çaylar, ırmaklar taşar; yağmurlar durur, dereler, çaylar, ırmaklar da yine durulur ve yatağını bulur.
İnsanlar da öyledir. Genç yaşlarda heyecanlıdır, atılgandır, geleceğe ait hayaller kurar, yaşları ilerledikçe daha temkinli, heyecanlarını daha iyi yöneltebilen uygulanabilen hayallerini gerçeğe dönüştürebilen bir ağırlık kazanırlar.
Belli bir yaşın üstüne çıkan herkes gençlik heyecanlarını yaşadı.
Kimi gençler de gençlik heyecanlarını yaşar ama heyecanlarına gem vurmasını bilirler.
İşte, teğmenlik sıfatını kazandıkları bir anda, askerlik görevlerine son verilen o teğmenler, teğmenliğe en yüksek puanlarla ulaşan o gençler, hiç kuşkunuz olmasın, sivil yaşamda da o başarılarını sürdürürler.
Ülkemiz nüfusunun çok büyük çoğunluğu o gençlere kıyıldığının farkında. O gençlerin yanında. Yalnız anaların, babalarının duaları değil ülkemizin tüm yaşlılarının duaları o gençlerle beraberdir.
15 Temmuz 2016 darbe girişiminden önce kimlere kumpas kurulmadı ki. Nice subaylar, nice generaller, nice amiraller, hatta ülkemizin Genel Kurmay Başkanı bile “terörist” damgasıyla hapsedilmedi mi?
Yaşamlarını sürdürebilenler askerlikten uzaklaştırılan o teğmenlerin sivil yaşamda da büyük başarılara imza attıklarını göreceklerdir.
Kaldı ki 15 Temmuz 2016’dan önceki dönemlerde görevlerinden uzaklaştırılan subaylar yine görevlerine dönmediler mi?
Benim gibi milyonlarca halkımız da, o teğmenlerin arzu ediyorlarsa, yine askerlik görevlerine, belki bu dönemde de dönebileceklerine inanmaktadır.
Çünkü yıllarca akmış, sonra durulmuş kafalar bu gerçeği görebilmektedir.
Tarihimiz zaman içinde, ellerinden alınmış hakların geri verilen gerçek öyküleriyle doludur.
Kıskançlıkları yüzünden, kardeşleri tarafından kuyuya atılan Yusuf Peygamberin anılarını dinlemeyen kalmamıştır. Yakup Peygamberin gözyaşları boşuna akmamıştır sonradan peygamberlik onuruna erişen Hazreti Yusuf için.
Ömrü olanlar, daha neler neler görecekler!