Bireyler arası sosyal ilişkiler çok önemli. Yalnız hısım-akraba, komşu ve arkadaşlar arası ilişkiler değil.
İçinde bulunduğunuz toplumda, tanıdıklarınızdan çok, tanımadıklarınızla da karşılaşıyorsunuz.
Nerelerde?
Caddelerde, sokaklarda, alışveriş merkezlerinde, parklarda, toplu taşıt araçlarında (otobüslerde, trenlerde, uçaklarda) kamu kurumlarında vb.
Bireylerle ilgili tüm ilişkilerinizde; saygıya, sevgiye, sıraya, kurallara uymanız gerekli.
Uyuluyor mu?
Uyan var, uymayan var.
Kurallara uymayanları, uyarmaya kalkarsanız, başınıza bela almanız da olası.
Sevgiye, saygıya, toplumsal kurallara uymayan insanlarla hayatı paylaşmak kadar zor bir şey yoktur. Saygısız, sevgisiz insanlarla bir arada bulunmak zor ama başka çareniz var mı?
Kentlerde kaldırımlar vardır. Araçlar yollardan, insanlar kaldırımlardan geçip giderler yollarına.
Bir araba yolda mazeretsiz durursa, insanlar kaldırımlarda dakikalarca sohbet ederek yolu kapatırlarsa, bu durum, başkalarına saygısızlık, saygısızlığın da ötesinde haksızlık olmuyor mu?
Oluyor ama yapabileceğiniz fazla bir şey de yok.
Bu haksızlığın ve saygısızlığın çok sık yinelendiğini düşünün.
Yazacağım öyküyü bilirsiniz, bu sütunlarda yazdığım da olmuştur.
İran kralı acem şairi Firdevsi’yi huzura çağırır ve dünyada en zor şeyin ne olduğunu sorar. Firdevsi, aklına gelen sözcükleri sıralar. Kral, şairde aradığını bulamaz. “Atın bunu zindana ve yanına da ömründe şehir yüzü görmemiş bir çoban koyun” der.
Firdevsi zindanda da şiirler yazar ve sesli okur yazdıklarını. Bir ara çobanın ağladığını görür. “Beni anlayan birisi çıktı karşıma” diye düşünür. Firdevsi çobana niye ağladığını sorar. Çoban da; “Benim bir keçim vardı. Biraz hastaydı. Yürümekten acizdi. Bir taşın üzerine çıkar, başını aşağı-yukarı sallardı. Siz şiir okurken sakalınızın da benim keçinin sakalı gibi sallandığını görünce, keçimi anımsadım. Onun için ağlıyorum” der.
Firdevsi, zindancı başını çağırır, “Ben dünya da en zor şeyin ne olduğunu anladığını Kral’a haber vermelerini söyler.
Firdevsi, Kralın huzuruna çıkar ve “Dünyada en zor şeyin, birbirini anlamayan, sevgiden, saygıdan anlamayan insanlarla bir arada yaşamak zorunda bırakılmış olduğunu belirtir.