Osmanlı Devleti’ne altın çağını yaşatan cihan padişahı Kanunî Sultan Süleyman bir beytinde “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi/Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” diyerek sağlığın önemini vurgulamıştır. Gerçekten de sağlık bütün makam ve mevkilerden çok daha kıymetlidir. Zira sağlığımız yerinde değilse hayattaki her şey acı verir.
Sağlık deyince aklımıza hastaneler, hastane deyince de doktor, hemşire ve eczacı gibi sağlık çalışanları gelir. Yolu hastanelere düşmeyenler bu değerli insanları belki fark etmezler bile. Fakat hastalandığımızda hayatımızın tam da merkezine konuşlanırlar.
Sağlık sektörünün başta gelen en önemli elemanlarından biri de eczacılardır. İlaç yapan veya hazır ilâçları satan, eczacılık eğitimi almış diplomalı kimse demektir eczacı. 1840 yılında eczacı okulundan mezun olarak ilk eczacı diploması alan Ahmet Mustafa Efendi’den bugüne, 180 yıllık süreç içerisinde on binlerce eczacı gelip geçti. Bu eczacıların hepsi de daima hastalara hizmet etmeyi ve onları sağlıklarına kavuşturmayı gaye edindi. Hepsi de kendilerini bu işe adadılar. Gece gündüz demeden bütün enerjilerini bu yolda harcadılar.
Eczacılık, tıpla yapışık ikizler gibidir. Hekimlikle birlikte doğan ve hekimliği destekleyen bir meslek olan eczacılık, tarihin her döneminde olmazsa olmaz bir sağlık dalı olmuştur. Hastalıkların artması ve çeşitlenmesi bu alana olan ihtiyacı daha da artırmıştır.
Sağlık dünyasının en hızlı gelişen ve değişen hareketli alanı hiç şüphesiz ki ilaç sektörüdür. Gün geçmiyor ki bu alanda bir yenilik olmasın. Bu sevindirirci bir durumdur. Eczacılar bu yeniliklerden haberdar olmak ve ona göre kendilerini eğitmek zorundadır.
Eczacılar sadece eczane raflarındaki ilaçları satmazlar. Eczanelerde hazır bulunmayan; fakat doktorlar tarafından reçeteye yazılmış formüllere göre majistral ilaçlar da hazırlarlar. Bu son derece zahmetli ve külfetli bir iş olsa da bunu yapmaktan kaçınmazlar. Zira onların yegâne amacı, hastanın bir an önce iyileşmesi için gereken ne ise onun yapılmasıdır.
Eczacılar, doktorların omzundaki ağır iş yükünü azaltan profesyonellerdir. Çünkü hastalar, kendilerine yazılan ilaçların nasıl kullanılacağını eczacılardan ayrıntılı olarak öğrenirler. İlaçların kullanımı hususunda tatmin olan hastalar, doktorlardan bilgi alma ihtiyacı duymazlar. Bu da doktorlara diğer hastalara daha çok vakit ayırma imkânı verir.
Eczacılığın ne zaman başladığını kesin olarak bilemesek de, bu önemli mesleğin insanlıkla yaşıt olduğunu kestirmek hiç de zor değildir. Çünkü insanoğlu dünyaya geldiği ilk günden beri hastalanma riskiyle karşı karşıyadır. Onu tekrar sağlıklı hâle döndürmek için de ecza ve eczacı gerekir. Bu işi, tarih boyunca minnet duyduğumuz eczacılar yapmıştır.
Eczacılar günümüz sağlık sisteminin çok önemli bileşenleridir. Teknolojinin ilerlemesiyle bu alanda da büyük bir genişlik ve çeşitlilik kendini göstermektedir. Adlî eczacılık bu yeni alanlardan biridir. Adlî eczacılar reçete sahtekârlıklarından farmakolojik ötenaziye kadar birçok karanlık olayın aydınlatılmasında önemli görevler üstlenmektedirler.
İlaç işi uzmanlık gerektirir. Tedavi sürecinde ilaçtan beklenen verimin alınması, onun zamanında ve doğru kullanılmasıyla mümkündür. Bu konuda eczacılar bizim en güvenilir ilaç danışmanlarımızdır. En küçük bir kafa karışıklığında hiç çekinmeden onlara müracaat ederiz.
Ülkemizde serbest eczacıların sayısı çeyrek yüz bine kadar çıkmıştır. Onlara ulaşmak, bir bakkala ulaşmak kadar kolaydır. Zihnimizde ilaçlara dair en ufak bir kuşku oluştuğunda, dilediğimiz zaman onlardan, hiçbir bedel ödemeden yardım alabiliriz. Zira her şehirde, hatta neredeyse her mahallede onların mütebessim yüzlerini görmek pekala mümkündür.
Hastaların bir an evvel iyileşmelerinde ve yaşam kalitelerinin artmasında eczacıların çok büyük bir rolü vardır. Çünkü onlar en sıkıntılı zamanlarımızda bize gönüllerini açarlar. Aldıkları iyi eğitimle ve farmasötik donanımlarıyla doktorların en büyük yardımcısı olurlar.
Sağlığı bir makineye benzetirsek, eczacılar bu makinenin en önemli dişilileri konumundadır. O dişlinin arızalı oluşu veya yokluğu bütün bir sistemi derinden etkiler. Eczacıların sağlık sisteminde ne kadar önemli olduğunu pandemi döneminde çok daha iyi anladık. Toplumun neredeyse bütün kesimlerinin kendi sağlıkları için eve kapandığı bir dönemde eczacılar sağlık hizmetlerinin eksiksiz yürütülmesi için büyük fedakârlıklarda bulundular. İnsanların Covid-19 virüsünden korunmaları için devletin tedarik ettiği maskeleri hiçbir bedel talep etmeden dağıttılar. Bu riskli iş için eczanelerini ve gönüllerini sürekli açık tuttular. Başkalarının bulaş riskini bertaraf etmek için kendilerini riske attılar. “Sağlığın tatili olmaz” anlayışıyla büyük bir seferberlik ruhuyla çalıştılar. Pandemi sürecinde onlarca eczacımız, başkaları koronadan ölmesin diye görevlerinin başında kalarak canlarını verdi.
Bilindiği gibi 14 Mayıs, bütün dünyada “Eczacılık Günü” olarak kutlanmaktadır. Onları sade bir günde anmak, yaptıkları hizmetler ve fedakârlıklar karşısında son derece eksik kalır. Çünkü onlar yılın 365 günü biz sağlıklı olalım diye büyük bir görev aşkıyla çalışıyor.