Müslümanların olmazsa olmaz vazifelerinden birisi de namaz kılmaktır. Namaz İslam’ın mühim şartlarından birisidir. Resulullah Efendimiz: “Namaz, müminin miracıdır” buyurmuştur. Bilindiği gibi beş vakit namaz insanlara Mirac esnasında farz kılınmıştır. Kur’an-ı Kerim’de en çok emredilen (70 kez) ibadet olan namaz, imandan sonra gelen en önemli ameldir. Hepimiz Müslümanız ama İnandığını söyleyen kişinin bunu ispatlaması şarttır. Çünkü ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz. Bunu da namazla, oruçla zekâtla, hac ibadetiyle gösterebiliriz.
Namaz ibadeti kulu Allah’a yaklaştırır. Namaz deyince benim aklıma evvelâ en çok terk edilen sabah namazı geliyor. Gerçekten de sabah namazı en çok terk edilen namazdır. Çünkü sabah namazının vakti uykunun en tatlı olduğu saatlere rastlıyor. Pek çok kişi uykusundan feragat edip bu namazı kıl(a)mıyor.
Oysa en mühim namaz sabah namazıdır şüphesiz. Çünkü bu vakitte kalkıp abdest almak, uykuyu en tatlı yerinden bölmek fedakârlık gerektiriyor. Onun içindir ki bu namaz kulun imtihan edilmesinde büyük bir değer ifade ediyor. Nitekim Resulullah Efendimiz sabah namazıyla ilgili olarak şöyle buyuruyor:
“ Fecir vaktinde kılınan iki rekât namaz, dünyadan da, dünyanın içindekinden de hayırlıdır!”
Günün ilk imtihanıdır sabah namazı… Kalkıp kılarsanız bu imtihanı başarıyla geçmişsiniz demektir; şayet kılmadıysanız güne zararla başlamışsınızdır. Sabah namazının vakti imsak vaktinde başlar, güneş doğunca biter. Bu vakte riayet edip bu mübarek ibadeti zamanında ifa etmeliyiz. Bir namazı kılmamaktan ne çıkar, demek kişiyi manevî uçurumlara sürükler. Zira Resulullah, ibadeti terk etmeyi sıradan görenlere şu uyarıda bulunuyor:
“Mümin günahını üzerine yıkılacak dağ gibi büyük görür, tedbir alır. Münafık ise burnu ucuna konmuş sinek gibi basit görür, kayıtsız kalır!”
Demek ki ibadetlerimizi yerine getiremediğimiz zaman bunun acısını, üzüntüsünü duymalıyız. Bu biraz da imanın tekâmülüne işarettir. İnsanlık hâlidir; bazen sabah namazını kaçırmış olabilirsiniz. Bu her şeyin sonu değildir. Yeter ki bu ihmalden dolayı pişmanlık duyalım ve bu gibi durumları tekrar yaşamayalım. Sabah namazını vaktinde kılamadıysak güneşin çıkışıyla başlayan (kırk beş dakikalık) kerahet vakti çıktıktan sonra, öğlenin (on beş dakikalık) kerahet vakti girmeden önce bu arada namazı sünnetiyle birlikte mutlaka kaza etmeliyiz.
Son zamanlarda piyasada hacim olarak küçük fakat mana ve ehemmiyet açısından büyük bir eser yok satıyor. İlahiyatçı yazar Cemil Tokpınar’ın “Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?” adlı eserinden bahsediyorum. İnsanlara namaz şuuru aşılayan ve namazı(özellikle sabah namazını) gündemimize taşıyan bu kıymetli eser pek çok kişinin namaza başlamasına vesile oldu. Bundan daha büyük bir tebliğ olabilir mi?
Bu eserin adı her ne kadar sabah namazıyla ilgili olsa da içeriği namaz ibadetini topyekûn kapsıyor. Kitap sekiz bölümden oluşuyor. Birinci bölüm “En büyük ibadet namaz”, ikinci bölüm “Namazın önemi”, üçüncü bölüm “Sabah namazının önemi”, dördüncü bölüm “Namazı terk etmenin bahaneleri”, beşinci bölüm, “Sabah namazının bahaneleri” , altıncı bölüm “Sabah namazına kalkma formülleri”, yedinci bölüm “Sabah namazı nasıl kılınır”, sekizinci bölüm “Namazı bir dava ve dert edinin” adlarını taşıyor.
Birilerinin bizi bu gaflet uykusundan uyandırması gerekirdi. Bunu Cemil Tokpınar “Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?” adlı eseriyle gerçekleştirdi. Kitap beş yüz binlik satışı devirdi. Bir milyona doğru hızla yol alıyor. Türkiye’de bir kitabın baskı sayısının bu kadar kısa sürede milyonlarla ifade edilmesi alışık olduğumuz bir durum değil. Demek ki bu milletin fertleri uykuda, onları uyandıracak bir şefkat eli gerekiyordu. İnsanımız manevî açlığın pençesinde kıvranıyor Fakat herkes bana ne diyor. Böyle olunca ancak ölümle beraber uyanıyor insanlar. Bu sefer de iş işten geçmiş oluyor.
Değerli yazar Cemil Tokpınar sabah namazıyla ilgili mazeret ileri sürenlere çözüm önerileri sunuyor kitabında. Bunların hemen hepsi tecrübe edilmiş öneriler… Kitabı okuduktan sonra artık sudan bahaneler ileri sürüp sabah namazını geçirmiyorsunuz. Dilerseniz kitaptan can alıcı birkaç alıntı yaparak konuyu derinleştirelim:
Sabah namazına kalkabilmek için öncelikle yapmanız gereken, geç saatlere kalmadan zamanında uyumaktır…Sabah namazına kalkmayı öyle bir önemsemelisiniz ki, sanki onu kaçırmak hayatınızın en önemli hazinesini kaybetmek kadar mühim olmalıdır.
Birçok insandan, “Saati duyar duymaz susturuyor, sonra uyuyorum” sözünü işitmişsinizdir. Gerçekten de birçok insanın sırf bu yüzden nice sabah namazını kaçırdığını biliyorum. Oysa bunun çözümü çok basit. Saati baş ucunuza değil, uzağa koyun. Kalkmadan susturamayacağınız bir yere korsanız, susturup tekrar uyumazsınız.
Bazı anne ve babalar, çocuklarına güya şefkat ettikleri için namaza kaldırmıyorlar. “Aman çocuğum üşümesin, aman uykusuz kalmasın” diye düşünüyorlar. Daha sonra da, “Neden çocuğum namaz kılmıyor” diye yakınıyorlar.
Hiç şikâyet etmeyin. Çünkü, bunu siz istediniz. Cehennemin ateşini düşünmeden çocuğunuza acıdınız. Oysa namaz kılmamanın nasıl bir azaba yol açacağını düşünerek çocuğunuzu namaza kaldırmalıydınız. Her şey küçükten öğrenilir. „
Bu kitap, namaz husuunda hassas olmayanları nazikçe uyardı ve uyandırdı. Onca değersiz gündemimizi bertaraf edip namazı gündemin birinci sırasına yerleştirdi. Cemil Tokpınar’ı bu kıymetli çalışmasından dolayı kutluyorum. Maddî durumu iyi olan kişilere de şunu öneriyorum: Bu kitabı sevdiklerinize hediye edin. Çünkü bir sevabı işlemeye vesile olmak o sevabı işlemek kadar efdaldir.