Bir Kıbrıs Belgeseli hazırlanmış.
“Ne var banda, hazırlanabilir” Diyebilirsiniz.
Hayır, diyemezsiniz.
Neden?
Çünkü 1974 yılında Kıbrıs Çıkarmasını yapan ve :”Biz Kıbrıs’a savaş için değil, barış için gidiyoruz. Yalnız Kıbrıs Türkler için değil, Kıbrıs’taki Rumlar için de gidiyoruz” diye olayı dünyaya bir konuşmayla duyuran zamanın Başbakanı Bülent Ecevit yok. Başbakan yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan yok. Yine zamanın ünlü Dışişleri Bakanı Turan Güneş yok. Bunlar yoksa kim var?
Evet, bunlar yoksa bunların içinde bulunmadığı bir Kıbrıs Belgeseli de yok demektir.
Şimdi her şey tersine döndü.
26 Ağustos, gece sabaha karşı Kocatepe’de başlatılan ve Yunanlıların, hat boyunca diktikleri demir parmaklıklar için, “Türkler bunları altı ayda açamaz” demişlerdi. O demirlerle örülü hattı, Türkler birkaç saat içinde açarak hücuma geçtiler. 5 gün, 5 gece çetin mücadelelerden sonra Yunanlıları Ak denize kadar kovaladılar. 30 Ağustos Zaferinin yıldönümünde, hacısı, hocası, eğitimlisi, eğitimsizi neyi anlatıyordu?
Alparslan’ın 1071 yılındaki Malazgirt savaşını anlatıyorlardı.
Mustafa Kemal’in önderliğinde kazanılan ve bütün dünyanın takdirle anlattığı Kocatape Meydan Savaşını yok saymışlardı.
Yıllardan beri bir “Yalan Rüzgârı” estirip duruyorlar.
Çok inat insanlar için kullanılan bir deyim vardır; “LA dedin mi LO demez diye tarif ederler o inat insanlar. Bunların da onlardan farkı yok.
1955’lerde Zuhuri Danışman diye birisinin yazdığı yakın çağ tarihini, okumaya istekli olduğumu bilen Kelkit Kaymakamı, memur olarak çalıştığım o yıllar da bedeli karşılığında bana da göndermişti. Türk İstiklal Savaşını anlatırken, gerçek kahramanlar yerine, o günkü siyasileri koymuştu. Tarih, böyle büyük hataları kabul eder mi?
Etmez elbette. O nu yazan kişi de, yazdığı sözde tarihler de kısa zamanda kayboldu gitti.
Yeni hazırlanıp sunulan Kıbrıs Belgeseli de, Gerçekleri tersine çevirenler de, kısa zamanda kaybolup gidecek.
Bu konuda bir kuşkunuz var mı?