Siz değerli okuyucularımıza ara vereceğim artık. Bunun sebebi insanların arkalarından kazdıkları kuyu, insanların en ufak bir tartışmada A ve B diye ayrılması. Size daha kötüsünü anlatayım mı? Bunu başka biri istiyor diye yaptığını sanmak öyle olmasa da. Neden çünkü birileri şöyle der birileri böyle der. Gerek siz değerli okuyucularımızla burada hem muhalefeti hem iktidarı eleştirdik. 14 Temmuz 2023 yılında başladığım köşe yazarlığımı 31 Mart 2025’te bir süre kadar ara vermek zorundayım belirli sebepler dolayısıyla. İnsanlar arkadan vurur diyen büyüklerimizi yeri geldi dinlemedim, gençlik kanı denilen şey bu olsa gerek. Tecrübe sahibi insanları dinlemek gerekiyor imiş. Bizim hayal ettiğimiz Türkiye ve Türk milleti fail-i meçhullerin olmadığı, yolsuzlukların olmadığı, yargının tarafsız olduğu, terör ile müzakere değil mücadelenin olduğu, kızıl terör ve yeşil terörün olmadığı ne NATO’ya ne AB’ye ne Şangay Birliği’ne ne bir din adı altında bir Türkiye istedim. Ben laik- üniter- sosyal -demokratik ve Tam Bağımsız Türkiye hayal ettim. Kızıl elma denilen şey ilk önce Türkiye’yi -yani bulunduğun toprakları müdafaa etmek değil miydi? Tümgeneral Osman Pamukoğlu’nun da dediği gibi “Hayat pratiktir.” Bu yüzden yeri gelecek yaşamı tecrübe ve pratiklerle doğru veya yanlış tecrübe edeceğiz. Benim üzerimde emeği geçen çok kişi oldu. Bunda en çok ilham aldığım kişiler olan yazar Turgay Bostan ve gazeteci İbrahim Özdemir’e teşekkürlerimi sunarım. Ve tabii ki de imtiyaz sahibi olan Sezai Köprülü’ye teşekkür ederim. Ben 6. Filo’ya secde edenlerin değil 6. Filo’ya karşı yürüyenlerin, Amerikan bayrağı yakanların, tertip operasyonları olduğunda daima teröristlerle bir tutulan şanlı Türk subaylarını, yüzlerce hukuksuzluk yapan kişilerin yanında okuyan, araştıran bir Türk Genci olarak haklı davamda yine yürüyeceğim. Sadece biraz mola vermek lazım imiş. Görüşmek dileğiyle. Esen kalın. Elveda…
Yazının sonuna kendi yazdığım bir şiir olan Mertlik adlı şiiri yazarak bitireyim:
Mertlik, gerçeklere sus ve dur demekse
Mertlik, şu ne der bu ne der kavgasıysa
Mertlik, Necip Hablemitoğluları alacaksa
Mertlik, sizde kalsın istemiyorum.
Mertlik, yukarıdan gelen emirlere bakıyorsa
Mertlik, ağalarınızın ne dediğiyse
Mertlik, yolsuzluklara karşı ses çıkaranları içeri atacaksa
Mertlik, çek defterlerinizde yazanlarsa
Mertlik, sizde kalsın istemiyorum.
Mertlik, yandaş olana sahip çıkıyorsa
Mertlik, bizi A ve B partisi diye bölmekse
Mertlik, Türk milletini ayaklar altına almak ise
Mertlik, sizde kalsın istemiyorum.
Elveda… Üç hecelik bir sözcük ama çok şey ifade ediyor değil mi?