enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp gümüşhane gümüşhane haberler
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

“Bir Garip Ölmüş Diyeler”

27.03.2025 12:49
0
A+
A-

Özellikle büyük kentlerimizde, mermerin en kalitelisinden yapılmış, şatafatlı mezar taşlarına, güzel yazılarla isimlerin yazıldığını görünce, Yunus Emre’yi anımsarım hep.

Ne diyordu Yunus Emre:

“Bir garip ölmüş diyeler

Üç günden sonra duyalar

Soğuk su ile yuyalar

Şöyle garip bencileyin”

O şatafatlı mezar taşlarının ve mermerlerin üzerlerine ne yazılırsa yazılsın, altında yatana bir yararı var mıdır?

“Kesinlikle yoktur” dediğinizi düşünüyorum. Doğrusu da, bir yararı olmadığıdır. Bilmiyorum, belki de bu yüzden ve yine, belki de, yalnız Araplar değil, ülkemizin pek çok yerinde de, mezarlarının çok sade olmasını, yalnızca yerinin belirlenmesini vasiyet edenler vardır.

Ağabeyim Orhan Celal Tuğlu, Ankara ve İstanbul’dan sonra, son yıllarını Antalya’da geçirmişti. Önce hanımını toprağa vermişti Antalya’da.

“Öldüğümde beni memlekete götürme zahmetine girmeyin. Antalya da, olabilirse bir köy mezarlığında toprağa verin” demişti. Dediği gibi oldu, Antalya da kaldı.

Yakınlarımızın mezarlarının çoğu Kelkit ilçemizdedir. Son 50 yıldan beri, aile bireylerimiz ülkenin dört bir yanına dağıldığı gibi, mezarlarımız da dağıldı.

Annemin mezarının İstanbul’da, ağabeyiminkinin Antalya da, Amcamın Çanakkale’de, dedemin Trabzon’da, diğer yakınlarımızın da ülkemize dağıldığını düşünerek, içimden Kelkit geçmesine karşın, koşullar elvermiyorsa, neresi olursa olsun demeye başladım.

Hukukçu, Gümüşhane- Bayburt Baro Başkanı, eski Parlamenter ve gazetemiz Kuşakkaya’nın başyazarı Necati Akagün, bir yazısında; “Doğduğum topraklara gömülmek isterim” demişti. Nasip olmadı, tedavi için İstanbul’a gitti, orada kaldı.

İnsanların mezarı nerede kazılırsa kazılsın, orada kalan, belli bir süre sonunda toprak olacak et ve kemiktir. Can, çıkar çıkmaz ruhun gideceği yer başkadır.

Allah, inanan, ama yeteri kadar hazırlıklı olmayanların yardımcısı olsun.

Yunus Emre, ölümden sonrası için bir yer belirlememişse, mezarım şöyle yapılsın, böyle yapılsın vasiyetinde bulunmamışsa, biz niye bulunalım?

Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2023 13:19
26.12.2024 10:16
28.04.2023 17:13
25.07.2023 14:08
20.06.2023 16:36
BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.