Hemşerilerimizden Aziz Bayraktar’ı kaybettiğimizi, 5 aydan beri bulunduğum Antalya’da öğrendim.
Atalarımız 161 yıl önce Gümüşhane Merkez ilçe Eskibağlar Mahallesinden ayrılarak Kelkit’e gidip yerleşmişler.
Ben de, 60 yıl oldu, atalarımızın ayrıldığı Gümüşhane Merkez ilçeye gelip yerleşeli.
1965 nüfus sayımından önce Gümüşhane merkez ilçenin nüfusu 4750 idi.
Nereden biliyorum?
O tarihlerde Gümüşhane Belediyesinde çalıştığım için biliyorum.
Gümüşhane’de pek çok tanıdığım dostlar var ama benim yaşımda ve benden büyük olarak hayatta kalanların sayısı iki elin parmaklarının sayısını geçmez. Kentte, hiç karşılaşmadığım, konuşmadığı kimseler de olabilir yaşlılar arasında.
60 yıl önce tanıdıklarımdan ve son zamanlara kadar dostluğumuzu sürdürdüğümüz kişilerden biri de Aziz Bayraktar ağabeyimizdi. 5 ya da 6 yaş büyüktü benden.
Tanıştığımızda öğretmendi. Daha önce PTT’de çalışmış.
İnançlı olmak önemlidir ama yetmez. İnançların gereği de yapılmalıdır. İnançların gereği şeklen yerine getiriliyorsa o da makbul değildir. İçi ile dışı bir olmalı insanların.
Aziz Bayraktar’ın da kusurları olabilir. Hangimizin yok ki kusuru?
Ne var ki, Aziz Bayraktar’ın inançlarında samimi olduğuna inanırdım. Sanırım iyi yanları, kusurlu yanlarından çoktu.
Yaşarken ne ise de, yaşamdan ayrıldıktan sonra, hep iyi yanlarıyla anmak gerekir insanları.
Birlikte sohbet ettiğimiz, birlikte bazı derneklerde bulunduğumuz, birbirimizi ağırladığımız zamanlar olmuştur.
“Bir acı kahvenin 40 yıl hatırı vardır” derler. Bir hakkım olmuşsa, helal ediyorum. Allah’ın, Aziz Bayraktar’dan rahmetini esirgememesini diliyorum. Eşine, çocuklarına, torunlarına, kardeşlerine başsağlığı ve sabır diliyorum.
Ruhu şad, mekânı cennet olsun.