10 Nisan Polis Günü

Ülkemizde bazı meslekler vardır; katlanılan fedakârlıklar, uykusuz geçilen geceler, sınırlı maddi olanaklar içinde sürdürülen günler, haftalar, yıllar kimsenin aklına gelmez, ama çok azının işlediği kusurlar abartılarak göze batar.

1845 yılında Padişah Abdülmecit tarafından, Paris Polis Teşkilatı örnek alınarak kurulan Polislik mesleği, karşılığı pek az alınan, sürekli destek ve yardımı beklenen böyle bir meslektir.

Polis, aldığı emirleri uygular. O emirlerin uygulamaları sırasında bazı zorlukla, bazı sıkıntılar yaşanabilir.

Çünkü polis, görev sorumlulukları bilinci içinde, olayları değerlendirecek kişilerden çok, suç işleyen ve suç işleme eğilimi gösteren kişilerle karşılaşır.

Polisin, kimi vatandaşlara sert davrandığı anlar yok mudur?

Olabilir ama kendimizi polislerin yerine koyarak değerlendirmek istersek, daha adil, daha doğru sonuçlara ulaşmamız olasıdır.

Kaldı ki, sayıları çok fazla olan meslekler içinde, eleştirebileceğimiz görevliler olmaz mı?

Polisler de, ülke genelinde sayıları yüz binlerle ifade edilecek konumdadır. Kişisel yanlışlıkları kurumun tümüne bağlayarak değerlendirmek yanlıştır, haksızlıktır.

Polis Teşkilatı 1845 yılında kurulmuştur ama 1867, 1886, 1898 ve 1907 yıllarında yapılan düzenlemelerle kendini yenileyerek, yenilemeye devam ederek, halkımıza, ülkemizi daha yararlı hizmetler yapmayı sürdürmektedir.

Polis Teşkilatının kurumlaşamadığı, kendilerini yenileyemediği ülkelerde, insanların mal ve can emniyetinde söz etmek mümkün değildir.

Biz, polislerimizi başımız derde düştüğü zaman ararız. Diğer zamanlarda ziyaret etmek, dertlerini, sıkıntılarını dinlemek, onlara çözüm yolu üretmek aklımızdan geçmez.

Polislerle ilgili işlemlerde bir aksaklık varsa, aksaklığı emri uygulayanlardan çok, emri verenlerde aramak gereklidir.

Polislik mesleğinin talihsizliği de buradadır.

Bu duygularla 10 Nisan Polis gününü kutluyorum.