Bir yılda 52 hafta var. Hemen her hafta farklı adlar altında kutlanıyor. İçinde bulunduğumuz bu hafta da, Aile Haftası olarak kutlanmaktadır.
Aile; toplumun temel taşıdır. Bir binanın temeli ne kadar sağlam atılırsa, o bina küçük sarsıntılardan etkilenmez.
Aile kurmayı çok ciddiye almalıdır. Gençler bu konuda, kendilerini bekleyen sorunların farkına varmadan evlenme kararı alabilirler. Uzun boylu düşünmeden, taşınmadan kurulan bu evlilikler uzun süreli olmaz.
Gelenek ve göreneklerinin henüz ortadan kalkmadığı Gümüşhane’de bile, bir yıl içinde evlenip boşananların sayısı ürkütücüdür.
Bir aile; geniş bir araştırmaya, edebe, ahlaka, mantık ölçülerine dayalı olarak kurulmuşsa, o ailelerin oluşturduğu toplumlar da aile bireyleri gibi uzun vadeli olur.
Son yıllarda, artan boşanmalar, bu boşanmaların getirdiği cinayetler yüzünden birçok genç evlenme kararı alamıyor. Zamanında evlenemeyen kızların ve delikanlıların karar vermelerinin üzerinden 5 ya da 10 yıl geçince artık evlenme kararı almaları da söz konusu olmuyor.
Yalnız aile haftalarında değil, kadın cinayetleri, boşanmalar, evlenme kararı vermekte zorlanmalar, hatta evlenmekten vazgeçmeler konusu üzerinde durulmalıdır. Bu konu, yılda bir hafta AİLE HAFTASI kutlanmakla geçiştirilecek bir konu değildir. Yalnızca yasalarla cinayetlerin önüne geçmek te yeterli olmayabilir. Konunun, sosyal boyutu var, ekonomik boyutu var, edep ve ahlak boyutu var, eğitim boyutu var. Bu boyutlardan yalnızca birini yapmak, ya da yalnızca birini yapmamak sorunu çözmez.
Bir aile kurarken; “Oğlan kızı sevmiş, kız oğlanı sevmiş, el ne karışır” diyemezsiniz. Karışılacak yönler de vardır, karışılmayacak yönler de.
Yazının başında belirttiğimiz gibi aile kurumuna çok ciddi bir açıdan bakmak zorunluluğu vardır.
Yalnızca bozuk ailelerden oluşan toplumlar değil, toplumların oluşturduğu ülkeler de ve o ülkeler de yaşayanların tümü de rahatsız olur, huzursuz olur.
O nedenle, alinin yapısını dikkate almamız, kendi huzurum için de gereklidir.