Bir bölümü Çanakkale sınırları içinde kalan Kaz Dağlarındaki orman varlığını görmüşsünüzdür. O göklere set çekmiş orman varlığının içindeki büyük bir çıplaklığın hiç yakışmadığını da fark etmişsinizdir.
Ormana yakın köylülerin, özellikle kadınların sızlanmalarını, orman katliamını nasıl içleri yanarak karşıladıklarından kaygı duymayanların, “İnsanım” diyerek toplum içinde dolaştıklarını benim içim kabul etmiyor, sizleri bilmem. O yaşlı kadınlar, kendi çocuklarına; askerden, gurbetten ya da hastaneden sağlığına kavuşarak geldiklerinde, nasıl sarılıyorlarsa, kesilecekler arasında işaretlenen ağaçlara da öğlece sarılıyorlardı.
Ama ne yazık ki, güvenlik görevlileri, aldıkları emirlerle, ağaçların kesimine karşı çıkanları ormandan uzaklaştırıyor, yüz yıllık ağaçlar bir, bir devriliyordu.
Köylüler mahkemelere başvurdular. Sonunda, Cengiz Holdingin ormanı tahrip etmesini engelleyen karar çıktı.
Gecikerek de olsa, karar çıktı ama o arada Cengiz Holding, içi zerre kadar sızlamadan bir milyon ağacı kesti.
Orman varlığı, yalnız yakınındaki köylülerin değil, her biri birer insan organı gibi, hepimizin, ulusumuzun tümünün hayatıydı.
Şimdi kesilen ağaçlar, tahrip olunan orman ne olacak?
Ne diyordu, İstanbul’u almakla bir çağ açıp, bir çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet?
“Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim” diyordu.
Belli ki, bu konuda bir Fatih Sultan Mehmet’e gereksinim var. Ama nereden bulacağız!
Yalnız ormanlarımız mı?
Zeytinliklerimiz, tarım ve kültür arazilerimiz, limanlarımız, koylarımız, yaylalarımız talan edildiğinde de, Fatih’ler çıkmalı ortaya.
Bize, daha doğrusu ülkemizin yeraltı ve yerüstü varlıklarına kim sahip çıkacak? Ülkemizin imdadına kim yetişecek?
Hani; “Dert çok, hemdert yok” denir ya, öğle bir durumdayız. Ülkemizden yana tavır alacak bir başka ülke yok.
Kimsenin para kazanmasında gözümüz yok, ama bizden sonra dünyaya gelecek ve yaşayacak kuşaklara, bu cennet vatanı, tüm güzellikleri, ormanları, yaylaları, denizleri, ırmakları, koyları tarım arazileriyle bırakmak zorundayız.
Hiçbir kişinin, kurumun, iş adamının, siyaset adamının düşmanı değiliz. Ormanlarımızı tahrip edenlerin, ülkemizi yaşanmaz konumuna getirenlerin karşısındayız.