Başkent Bişkek’ten Oş’a tarihî ve kültürel zenginlikler harmanı
Dünyanın en yeşil başkentlerinden biri olan Bişkek, kendi içerisinde özgün yapısını korurken, aynı zamanda büyük bir şehir olmanın özelliklerini de içinde barındırır. 1878’de kurulan Bişkek, İpek Yolu üzerinde yer alması nedeniyle tarih boyunca önemli bir merkez olmuştur. Şehir, Sovyetler Birliği döneminde Bolşevik askeri önderlerinden Mihail Frunze’nin anısına Frunze adıyla anılmıştır. Şehirde çok sayıda tiyatro, opera binası ve müze vardır. Bu şehir diğer Sovyet kentleri gibi mermer binaları ve dar şehir parklarıyla ünlüdür.
Son derece gösterişli bir şehir olan başkent Bişkek’ten sonra ülkenin ikinci büyük şehri, kendine has güzellikleri barındıran tarihî kent Oş’tur. Merkezi 1939 yılında kurulmaya başlanan Oş, Fergana Vadisi’nin güneyinde bulunan ve “güneyin başkenti” olarak adlandırılan, Kırgızistan’ın en büyük ve en güzel şehirlerinden biridir. Bu güzel şehir 2019 yılında TÜRKSOY Daimi Konseyi tarafından “Türk Dünyası Kültür Başkenti” seçilmiştir. Şehirde yer alan Süleyman Dağı, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alır.
Rivayet odur ki Hz. Süleyman’ın Oş’u ziyaret ettiği ve kendi adıyla anılan bu dağa çıkarak dua ettiği söylenir. Bu dağa çıkanların hacı olduğu, burayı ziyaret eden hastaların şifa bulduğu ve ömürlerinin uzadığı inancı da halk arasında yaygındır. Öte yandan Oş şehrindeki Süleyman Dağı’nda, Babür’ün bizzat yaptığı söylenen bir evi bulunuyor. Bu tek odalı küçük ev sonradan camiye dönüştürülmüştür. “Babür Evi” olarak bilinen söz konusu cami, kutsal bir
yer sayılıyor ve ziyaretçisi bugün de hiç eksik olmuyor.
Oş şehrinin sırtını yasladığı Süleyman Dağı, Oş’un simgesidir.
Oş, ülkenin güneybatısında, tarihî İpek Yolu üzerinde yer alıyor. Tarihi 3000 yıl öncesine kadar giden Oş, hem Türk tarihi açısından önemli, hem de İslâm dini açısından kutsal bir şehirdir. Oş şehrinin sırtını yasladığı Süleyman Dağı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Ünlü Türk imparatoru Babür’ün mozolesi Oş şehrinde yer almaktadır. Oş’un hemen yanı başında Özbekistan, Tacikistan ve Çin bulunur. Şehrin nüfusu daha çok Kırgız, Özbek, Rus ve Taciklerden oluşmaktadır.
İpek Yolu’nun önemli bir kavşağında, Fergana Vadisi’ne hakim bir noktada bulunan Süleyman Dağı’nın tepelerinde ve yamaçlarında, Bronz çağına ait tarım alanları, birçok ibadet yeri ve duvarlarına resimler çizilmiş mağaralar var. Tepelerin etrafına dağılan dinî yapılar, patikalarla birbirine bağlanmış ve çoğu bugün de kullanılıyor. Süleyman Dağı’ndan şehre inerken sola döndüğünüzde 16. yüzyılda yapılmış olan Rabat Abdullah Han Camii’ne rast geliyorsunuz. Şehrin bu önemli camiinin de çok sayıda ziyaretçisi var. Bir başka yapı da Süleyman Dağı’nın güneyindeki Asaf-ibn-Burhiya Türbesi’dir. 12.yüzyıldan kalma bu dörtgen yapının çatısı düz ve kubbesizdir. Giriş kapısının etrafında mavi süslemeler vardır.
İpek Yolu’nun önemli bir kavşağında, Fergana Vadisi’ne hakim bir noktada bulunan Süleyman Dağı’nın tepelerinde ve yamaçlarında Bronz çağına ait tarım alanları, birçok ibadet yeri ve duvarlarına resimler çizilmiş enteresan mağaralar var. Tepelerin etrafına dağılan dinî yapılar, patikalarla birbirine bağlanmış ve çoğu bugün de kullanılıyor.
Akbura; güneyin ekonomi, kültür, sanat ve eğitim merkezi sayılan Oş’u ikiye bölen bir nehirdir. Nehir boyunca uzayan Oş Pazarı görülmeye değerdir. Bu tarihî pazar bugün de büyük ilgi görmekte, tabir caizse insanlarla dolup taşmaktadır. Burada Oş’un pirinci, tütünü, cevizi, üzümü, ipeği ve atı müşterileriyle buluşmaktadır. Oş Pazarı’nın yanı başında yer alan ve Kırgızistan’ın en büyük camisi olarak kabul edilen Şehit Tepe Camii görülmeye değerdir.
Oş şehrindeki en ünlü heykel, Kırgızların ulusal kadın kahramanı Kurmancan Datka’nın heykelidir. Kurmancan Datka, Rusların Orta Asya’da yayılmacı bir politika izledikleri 19. yüzyıl sonlarında, Kırgızların başına geçmiş ve halkın Rus askerî güçleri tarafından mağdur edilmesini büyük ölçüde engellemiştir. Bu kahraman ve bilge kadın, ülkede bugün de çok seviliyor. Şehirde, ayrıca Lenin’in de bir heykeli var. Modern bir bina olan Oş Drama Tiyatrosu da heykellerle bezeli yemyeşil bir bahçenin içinde yer almaktadır.
- yüzyılda İpek Yolu üzerinde bir ipek üretim merkezi olan tarihî Oş şehri, Karahanlıların ilk ortaya çıktıkları yer olarak da kabul edilir. Oş’a 55 km uzaklıkta bulunan Uzgen kasabası ise Karahanlıların ilk başkentidir. Uzgen, Kırgız pullarını ve paralarını süsleyen, 12. yüzyıl tarihli türbesi ve minaresiyle meşhurdur. Tuğladan, dörtgen, düz çatılı türbe estetik bir görüme sahiptir. Üç kapılı ön cephesindeki taş işçiliği görülmeye değerdir. Yukarı doğru daralan ve tepesinde küçük bir kubbe bulunan minarenin geometrik desenli süslemelerindeki ustalık, görenleri hayret ve hayranlığa sevk etmektedir.