enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp gümüşhane gümüşhane haberler
DOLAR
34,0637
EURO
37,9484
ALTIN
2.808,43
BIST
9.774,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Gümüşhane
Hafif Yağmurlu
18°C
Gümüşhane
18°C
Hafif Yağmurlu
Perşembe Hafif Yağmurlu
17°C
Cuma Hafif Yağmurlu
19°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
17°C
Pazar Hafif Yağmurlu
19°C

Hakk’a inanıyorsan insaf et, israf etme!-2

14.08.2024 13:30
0
A+
A-

İsrafın haram olduğu konusunda kimsenin tereddüdü yoktur.

Lüks ve israf aynı zamanda ahlâkî bozulmalara da zemin hazırlar. Bir tarafta savurganlık içerisinde yaşayanlar, öbür yanda çöplerden rızkını arayanlar… Böyle bir cemiyette toplumsal barıştan söz edilebilir mi? Zenginle fakir dostça, kardeşçe yaşayabilir mi? Hırsızlık ve kapkaç önlenebilir mi? Bunlara müspet cevap vermek zordur. Öyleyse zengin fakirin elinden tutsun; böylelikle fakirler de zenginlere sevgi ve muhabbet duyacaktır.

Birileri israf batağında yüzerken, birileri de açlığa mahkûm yaşamaktadır. Ruhun afeti olan bencillik, insanların paylaşma duygularını tüketmiştir. Dinimizde zekât ve sadaka müessesesi hakkıyla işleseydi kimse aç ve bîilaç kalmazdı. Çünkü zenginler mallarının kırkta birini muhtaçlara dağıtacaklarından dolayı fakirler mağdur olmazdı. Garibanlar, zenginlere saygı ve minnet duyarlardı. Hiç kimse çöplerden ekmek aramak durumunda kalmazdı.

İsrafın haram olduğu konusunda kimsenin tereddüdü yoktur. Fakat nereden sonrası israf, bunun sınırları koyulmuş mudur? Bu hususlarda eksik ve yanlış bilgilerimiz vardır. Aslında ihtiyaçtan ötesi israftır. Zorunlu ihtiyaçlar da bellidir. Bir insanın asgari düzeyde yaşaması için gerekli olanları sağlaması gereklidir. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde: “Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz” buyuruyor. Fakat bu rahmanî sesi duymamak için kulaklarımızı tıkıyoruz. Yine o mübarek zat, bir başka sözünde şöyle buyuruyor: “Kim savurganlık yaparsa, Allah onu yoksul bırakır.” Geçim sıkıntısı çekenlerin mevcut durumlarına bu pencereden bakmaları sağlıklı bir yol olur kanaatindeyim. Suçu başka yerlerde aramak zaman kaybından başka bir şey değildir. Gelin düzeltmeye kendimizden başlayalım. Başımızı kuma gömerek, mevcut gerçekleri yok farz ederek sağlıklı yol alamayız.

Günümüzde en çok israf edilen nimetlerin başında ekmek gelmektedir.

Günümüzde en çok israf edilen nimetlerin başında, şüphe yok ki, ekmek gelmektedir. Şehirlerde yaşayanlar, doğal olarak ekmeklerini fırınlardan temin etmektedirler. Oysa köylerde herkesin sobası veya tandırı vardır. Her zaman çarşıya gitme imkânı olmadığı için ekmeklerini kendileri üretirler. Bu yüzden, şehirliler ekmek yapmanın zorluklarını bilmezler.

Şehirlerde yaşayanlar, fırına gitmeye üşendikleri için, gereğinden fazla ekmek alıyorlar. Bu ekmekler bir iki günde bayatladığı için çocuklarca yenmiyor. Mecburen anne babalar tüketiyor. Onlar da yemeyince bayat ekmekler doğru çöpe gidiyor. Bunun yanında lokantalarda, yatılı okullarda, otellerde artan ekmekler çöpü boyluyor. Resmî kurumların yemekhanelerinde artan ekmeklerin kaderi de bunlardan farklı değil. Fırınlarda satılamayan ekmekler de ertesi gün atılmaktadır. Bunları bir araya getirince her gün milyonlarca somun ekmek zayi oluyor. Bu savurganlığımız yüzünden buğday ithal etmek durumunda kalıyoruz.

İsraf, hesapsızlığın sonucudur. Ekmek israfı da bunun kötü neticesidir. Bu basit bir hesapla önlenebilir. Herkesin veya her kurumun tüketeceği ekmek miktarı bellidir. Bu ölçüyü tespit ettikten sonra, o miktarda ekmek alırsak mesele kendiliğinden çözülmüş olur. Fakat her işte olduğu gibi, ekmek konusunda da aç gözlülüğümüz, israfın asıl nedeni olmaktadır.

Öte yandan, ülkemizde her gün binlerce ton ekmek ve gıda maddesi çöpe atılmaktadır. Özellikle yurtlarda, kışlalarda, otellerde ve lokantalarda bu duruma şahit oluyoruz. Durum böyle olunca, zamanla elimizdeki nimetleri de kaybediyoruz. Zaten değerini bilmediklerimiz, kaybolmaya mahkûmdur. Peygamberimiz bu konularda, bizi şöyle uyarmaktadır:

“Beş şey gelmeden evvel beş şeyin kıymetini bil: Ölüm gelmeden evvel hayatın, hastalık gelmeden evvel sağlığın, meşguliyet gelip çatmazdan evvel boş vaktin, ihtiyarlık gelmeden önce gençliğin, fakirlik gelmeden önce ise zenginliğin kadrini, kıymetini iyi bil.”

İstanbul, ekmek israfında başı çekmektedir. Türkiye Fırıncılar Federasyonu’nun İstanbul için verdiği rakamlara göre, bir günde üretilen yaklaşık 15 milyon ekmeğin yaklaşık yüzde 25’i israf ediliyor. Bu da 3 milyon 750 bin ekmek demek. Aynı kaynakta, tüm ülkedeki ekmek israfının ise, 15 milyon adet olduğu belirtiliyor. Bu ne korkunç bir rakamdır! Bir de bunun dünya boyutunu dikkate alırsak, ne denli israfla karşı karşıya olduğumuz ortaya çıkar. Bu ekmekler ihtiyaç sahiplerine ulaştırılsa memleketimizde ve dünyada aç insan kalmazdı.

Öncelikle yapmamız gereken şey, ihtiyacımız kadar ekmek almaktır. Şayet yine de ekmek artıp bayatlıyorsa bunları farklı şekillerde değerlendirebiliriz. Ekmek kavurması, papara, ekmekli omlet, ekmek helvası yapmak şu anda aklıma ilk gelenler… Gelin bu israfı hep birlikte önleyelim. Bu nimetlerin sahibi olan Allah, bizlere bunların hesabını soracaktır.  Allah’a hesap verebilmek için öncelikle kendimizi hesaba çekelim ve sofralarımızın baş tacı olan ekmeğe hak ettiği değeri verelim ve israf edilmesine göz yummayalım.

Yazarın Diğer Yazıları
BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.