SADAT kurucusu Adnan Tanrıverdi de Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında tarafını FETÖ’den yana seçmişti. Tanrıverdi operasyonları destekleyerek Samanyolu TV’ye röportajlar veriyor, kişisel internet sitesinde yazılar kaleme alınıyordu.
Örneğin 13 Haziran 2009 tarihli yazısında FETÖ lideri Gülen’i “milletin gönlünde yer etmiş bir hocaefendi” diye yorumluyordu. İşte o yazıdan bir bölüm:
“Taraf gazetesi, 11 Haziran 2009 tarihli nüshasında Genelkurmay Harekat Daire Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü tarafından hazırlandığı iddia edilen ve altında Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in isminin bulunduğu “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” adında dört sayfalık bir plan özetine yer verdi. Planın amacı, laik ve demokratik düzeni yıkarak şeriata dayalı bir İslam devleti kurma hayalinde bulunan AKP hükümeti ve ona destek veren çeşitli gruplar ile Fethullah Gülen grubu başta olmak üzere radikal dini oluşumlar hakkındaki gerçekleri gün yüzüne çıkarmak, kamuoyunun desteğini kırmak ve faaliyetlerine son vermek üzere bilgi destek faaliyetleri icra etmek olarak açıklanmaktadır. Belge, eylem de içeren bir psikolojik harekat planına benziyor. Ortada bir metin var. Metinde yazılanlar suç içeriyor. Hedefinde milletin oyları ile iktidarı üstlenen AK Parti ile yurtiçi ve dışında etkin faaliyetleri ile milletin çoğunluğunun gönlünde yer etmiş olan Fethullah Gülen Hocaefendi ve cemaati yer almaktadır.”
“Hocaefendinin Tanrıverdi’si” FETÖ eliyle milli ordunun tasfiye edilme sürecinde elinden geleni yapıyordu… (Gölge Ordu SADAT’ın Sır Perdesi Aralanıyor, Ersin Eroğlu – Caner Taşpınar, ASRİKA Ülkelerinde Savunma Planı, Sayfa 62.) ASSAM (Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi) 24 Eylül 2011’de kuruldu. ASSAM’ın kurucu başkanlığını Adnan Tanrıverdi üstlendi. Tanrıverdi 16 Ekim 2011 tarihinde ASSAM’ın kuruluş bildirisinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarını şu sözlerle hedef alıyordu:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile beraber gelişmiş devletler seviyesine ulaşmanın, sosyo-kültürel devrimlerle toplumu değişime uğratmadan mümkün olmadığı kabulü ile İslam dinini, İslami değerleri ve temsil ettiği medeniyeti tehdit olarak gördü. Batı medeniyetini ulaşılacak nihai hedef olarak göstererek yüzünü Batı’ya çevirirken İslam devletlerine ve Müslüman milletlere sırtını döndü ve İslam dünyasına yabancılaştı. Bir asırdır, Batı güdümünde hareket eden ülkemiz, İslam devletlerinden kuşku duydu ve bu devletlere hep tehdit algılaması ile baktı. Bu bakış, devlette taban tabana zıt iki iradenin oluşmasına (bürokratik ve siyasi idareler) ve bunların sürekli çatışma halinde olmasına, devletin gücünü milletin üzerinde heba etmesine sebep oldu.”
İdeolojik temelini ve ASSAM’ın kurulma gerekliliğini Tanrıverdi şöyle belirtiyordu:
“İslam ülkelerinin birliği için Türkiye’nin liderliğine, Türkiye’nin İslam ülkelerine önderlik yapabilmesi içinde milli iradeyi devletin bütün kurumlarına hakim kılmasına bağlıdır. Otoriter yönetimleri devirerek demokrasiyi seçme yolunda olan İslam ülkelerinin önünde zorlu günler bulunmaktadır. Yolsuzluk, yoksulluk ve adalet ihtiyacı ile mücadele ederek genç demokrasilerin devasa sorunlarını çözebilmek için tekrar Batı’nın kucağına itilmemeleri gerekmektedir. Dayanışmaya ve doğru yol göstericiye ihtiyaçları vardır. Ekonomik iş birliği ve desteğe, dış pokitikadan yol göstericiliğe, sömürücülere karşı savunma iş birliğine, kendi ülkeleri ve üçüncü devletlerden kaynaklanan hak ihlallerine karşı alternatif adalet sistemlerine ihtiyaç vardır. Türk ve müslüman milletlerin refahı, dünyada barış ve adaletin tesisi, İslam ülkelerinin bir süper güç olarak dünya siyaset sahnesine çıkmasına bağlıdır. Geçtiğimiz tarihi süreçte üzerine düşen sorumlulukları müdrik olan ASDER, bir stratejik araştırma merkezi kurmaya karar vermiştir. Bunun için ASSAM 24 Eylül 2011 tarihinde kurulmuş ve çalışmalarına 15 Ekim 2011 tarihinden itibaren ASDER Genel Merkezi’nde başlamıştır.
ASSAM’ın resmi internet sitesinde “Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği’nin Amacı” bölümünde bu durum özetleniyordu:
“Müslüman milletlerin refahı, kurdukları devletlerin bekaası, dünyada barışın tesisi ve adalerin hakimiyetinin, İslam ülkelerinin bir süper güç olarak dünya siyaset sahnesine çıkması ile mümkün olabileceği düşüncesinden hareketle müslüman devletlerin her biri için stratejik istihbarat etütlerinin oluşmasını, münferit ve müşterek iç ve dış güvenlik plan esaslarının tespit edilmesini ve ortak idare altında toplanması için ihtiyaç duyulan müesseseler ve bu müesseselerin teşkilatlanma esas ve prensiplerinin oluşup gelişmesini sağlayacak fikri çalışmaları yapacaktır.”
Evet…
ASSAM’ın ideolojik dayanağı ASRİKA fikrine dayanıyordu. (Gölge Ordu SADAT’ın Sır Perdesi Aralanıyor, Ersin Eroğlu – Caner Taşpınar, SADAT’ın Düşünce Kuruluşu: ASSAM, Sayfa 57 – 58.)