İmamoğlu’nun Erzurum’daki konuşmasını sabote edenlerden 16 kişinin içeri alındığını Adalet Bakanı duyurdu. O arada İmamoğlu’na da bir göndermede bulundu. Yani, güya bir kusur buldu. Konuşmasında halkı tahrik etmiş anlamında bir kusur. Konuşturmadılar ki. İçeri aldıklarını da Sabahtan alır (Yani ifadeye çağırır) akşam olmadan bırakırlar. Siz içeri aldıklarını duyarsınız ama bıraktıklarını basın yazarsa öğrenirsiniz.
Bu arada içeri alma olayı ile ilgili bir anımı aktarmak isterim.
Anarşik olayların yoğun yaşandığı 1970’li yıllar.
Aşırı sağcı bir kesim, Samsun’dan gelecek birisini bekliyor. Emekli öğretmen rahmetli Mehmet Dağdeviren’in oğlu da Samsun’un bir ilçesinde öğretmen. Ara tatilde Gümüşhane’ye geliyor. Dağdeviren’in oğlunu PTT önünde yakalıyorlar. Sen kimsin, adın ne diye sormadan 7-8 kişi birden üzerine hücum edip dövmeğe başlıyorlar. Aslında aradıkları adam o değil. Yanlışlık yapmışlar. Babası Mehmet Dağdeviren ve oğlu, Polis Merkezine gidip şikâyette bulunuyor. 7-8 kişiyi polisler tutup Merkeze getiriyor. Yalnız işin vahametine bakın, Samsun’dan gelen öğretmeni dövenlerin hiç biri Polis merkezine getirilerin içinde yok.
Polisimiz bu kadar yanlışlık yapar mı?
Kesinlikle yapmaz.
Amaç ne?
Suçluları korumak.
Polis Merkezinde alınan ifadelerden sonra, olayla hiç ilgisi bulunmayanları Mahkemeye sevk ediyorlar. Dövülen öğretmenin babası aklı başında, deneyimli, bu tür pek çok olayın tanığı olmuş, hiçbir suça karışmamış bir aydın kişi. Mehmet Beyin dövülen oğlu da hiçbir suç işlememiş bir öğretmen.
İşin bir şekilde kapatılacağını anlayan Dağdeviren, Hâkime bir soru yöneltiyor; “ Hâkim Bey” diyor. Biz bu davadan bir sonuç çıkarabilir miyiz?
Hâkim, çıkaramazsınız” diyor.
Rahmetli Mehmet Dağdeviren ve oğlu da mahkemeden ayrılıp gidiyorlar.
Bu arada, Mehmet Beyin oğlunu döven aşırı sağcı kesim, öğretmenin saatini de çalıyor.
Biz, 70-80 arası olayları yeniden yaşamak istemiyoruz. Umarız, ufak-tefek çirkin görüntüler de olsa, yaşamayız.
Halkın tansiyonunu düşürmek için, ifadeye almanın, ne yazık ki, böyleleri de var.