Gümüşhane tarihi yazılmadı. Ülkemizde tarihi yazılmayan kaç il var, bilemiyorum.
Gazeteciliye başladığımız tarihten bu yana (1967) Gümüşhane tarihinin yazılması gerekliliği üzerinde durdum. Kimi valilerimize cazip geldi bu öneri. Ancak, kolay olmayacağı, önemli de bir kaynak ayrılması gerektiği anlaşılınca üzerinde durulmadı.
100 yılı aşkın bir süreden beri, Gümüşhane tarihiyle ilgili pek çok yazılar da yazıldı.
Gümüşhane tarihi nasıl yazılır?
Gümüşhane de (ilçelerinde, köylerinde, kasabalarında) uzun bir süre Rumlar da yaşamış. Gümüşhane’den gelip geçen, hatta yerleşip kalan kavimler da olmuş. Gümüşhane tarihinin yazılması için Osmanlı tarihi, Selçuklu tarihi ve daha öncekilerin tarihlerinin incelenmesi gerekir. Bu konuda uzmanlaşan bilim adamları var.
Gümüşhane tarihiyle ilgili hiçbir şey yapamıyorsak, bugüne kadar yazılanları bir araya getirebiliriz. O bir araya getirme işlemeni de yine konunun uzmanı olanlar yapacak.
Bunları ne için yazıyoruz?
Gümüşhane, çok da uzak olmayan tarihlerde, Mutasarrıf iken (Sancak iken) Trabzon’a bağlı kalmış. Bu nedenle komşu iller Gümüşhane sınırları içindeki bazı yaylaları, bazı tarihi mekânlar sahipleniyorlar.
Bir süre önce Taşköprü’ye gittik. Önceki yıllarda Trabzon ve Giresun illeriyle komşu olan Kadırga gibi yaylalara da gitmiştik. Taşköprü ve eski beldemiz Yağmurdere yörelerinde oturan Yurttaşlarımız yerlerini Trabzonlu hemşerilerimize satıp gitmiş. Bunun yadırganacak bir yanı yok. Onlar da bulundukları yerleri sahipleniyorlar. Gümüşhanelilerin Trabzon da Giresun da ve ülkemizin pek çok illerinde yer alıp yerleştikleri gibi.
Yazının başlığındaki deyimi bunun için kullandım. “Yemeyenin malını yerler. Sen sahip olmazsan bir sahip olan çıkar.
Gazeteyi çıkarırken isim aradık durduk. Zigana demek istedik. Zigana bizim hudutlarımız içinde ama Trabzon’u daha çok çağrıştırıyor. Harşit Çayı bizim hudutlarımız dışında doğuyor, bizim hudutlarımız dışında Karadeniz’e ulaşıyor. Tümüyle Gümüşhane’yi yansıtmayabilir. Daha başka isiler de geçti aklımızdan ama Nurettin Özdemir Kuşakkaya adını önerdi ve onu koyduk.
Bir yerin sınırları içinde o yere dışarıdan gelip yerleşenler de olur. O yer kimin hudutları içinde ise, onundur. Siz topraklarınıza sahip olmuyorsanız, sahip olan çıkar. Çok da üzerinde durulacak bir konu değil.