Uzun yaşamım süresince, babadan oğula, dededen torunlara intikal eden maddi varlıklara tanık oldum. Kimileri, kendisinden önce kazanılıp bırakılan varlıkların üzerine yenilerine eklerken, kimileri de mevcut varlıkları bitirdi, kendileri de silinip gitti.
Süleyman ve Hüseyin Köprülü kardeşler, ticareti babalarından öğrendiler.
Babaları Nuri Köprülü; (Halk arasında Şükrü Köprülü olarak bilinir) ticareti iyi bilen, lüks yaşamdan uzak duran, inançlarına bağlı sade bir vatandaş gibi yaşadı. Çocuklarını üzecek bir davranışın içinde bulunmadı. Ticarette güven, ölçü ve ayaklarını yorganının uzunluğu kadar uzatmanın gerekliliği gibi bir davranış biçimi, biraz da varlık bırakıp gitti.
H.Nuri Köprülü’nün çocukları, babalarından aldıkları varlığı daha da şekillendirerek ve çoğaltarak sürdürüyorlar. Umarım, onlar da kendi çocuklarına, hem biraz varlık hem de insani ilişkilerin daha iyi sürdürülebileceği bir deneyim bırakırlar.
Ticari alanda, her iki kardeşi, kendileriyle ticari ilişkilerde bulunanlar elbette daha iyi bilirler. Benim dışarıdan görebildiğim, ticarette bir güven verdikleridir. Çünkü devraldıkları varlığı daha ileriye taşımaları, bunun somut bir delilidir.
Bana göre bir başka özellikleri de, insani ilişkilerini iyi götürmeleri, sevgide ve saygıda kusur etmemeleri, reklama kaçmadan gerekli yardımları da yapmalarıdır.
İnsanlar, sadece maddi varlık biriktirmek için yaşamazlar. Maddi varlığın ötesinde, bir şeyler öğrenmek, öğrendiklerini de yaşama geçirmek, hatırdan, gönülden geçmemek, düşmanı da olsa, başına geçen bir olayı başkalarına açmadan kapatma yoluna gitmektir. İnançlarımızın gereği de budur zaten. İki kardeşte de, bu özellikleri görüyorum.
Umarım, Köprülü kardeşler, ticaretlerini daha da ileri götürürler, içinde yaşadıkları toplum için, pek çok alanda daha yararlı olma özelliklerini sürdürürler.
Kardeşleri Avukat Hasan Köprülü ile birlikte, Süleyman ve Hüseyin Köprülülere, bundan sonraki yaşamlarında sağlık ve başarı dileklerimi sunuyorum.