Ecdadımız: “Sabrın sonu selâmettir” demiş.
Bu sabra açık bir davettir.
Fakat bu öyle sanıldığı kadar kolay bir iş değildir.
Önceden bunun terbiyesini almış olmak gerekir.
İmanı güçlü olanlar ancak sabrederler.
Şu yaşadığımız dünyada nice dertlerle, sıkıntılarla karşılaşıyoruz.
Bazılarını aşmaya gücümüz yetse de bazı sıkıntıların içinde çaresiz kalıyoruz.
Bocalıyoruz, boğuluyoruz adeta…
İşte bu safhada Bakara Suresi’nin 153.ayeti yetişiyor imdadımıza:
“Ey iman edenler!(taate ve başınıza gelecek belâya) sabır ve(bilhassa) namazla(Allah’tan) yardım isteyin. Muhakkak ki Allah(ın yardımı) sabredenlerle beraberdir.”
Bu ne büyük müjdedir inananlar için!…
“İnanıyorsan korkma” diyor Rabbül Âlemin…
“Ben senin yanındayım” diyor.
Belâların hepsi imtihan vesilesidir.
Sen elinden geldiğince önlemini al;buna rağmen musibetler peşini bırakmıyorsa sabret!…
Üzülme sakın!
Bil ki Allah seninle beraberdir.
Yukarıdaki ayet-i kerime bizi rahatlatıyor.
Büyük mutasavvıf şair Niyazi-i Mısrî, bir şiirinde şöyle diyor:
“Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler”
Bu teslimiyetin en ileri boyutudur.
Sabır hususunda Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in de çok hoş bir şiiri vardır:
“Sabrın sonu selâmet,
Sabır hayra alâmet,
Belâ sana kahretsin;
Sen belâya selâm et!
Felâh mı, onda felâh,
Silâh mı, onda silâh
Sen de kim oluyorsun?
Asıl sabreden Allah!”
Gerçekten de öyle değil mi?
Allah, onca nimet vermiş biz kullarına!…
Buna rağmen şükür yerine, nankörlük ediyoruz.
Yaptığımız bunca kötülüğe karşı, Allah biz günahkâr kullarını affetmek için sebep arıyor.
Bu ne büyük bir merhamet!…
Azıcık darda kaldığımız zaman isyan ediyoruz.
Şükretmekten içtinap ediyoruz.
Söz verdiğimiz halde sözümüzde durmuyoruz.
Yalanın alâsını söylüyoruz.
Ahde vefa göstermiyoruz.
Hastalıklara tahammül edemiyoruz.
Anlamsız bir şekilde rızık endişesi duyuyoruz.
Gırtlağımıza kadar günaha batmışız.
Bütün bunlara rağmen Allah belâyı peşin olarak vermiyor bize. Kulum belki tövbe istiğfar eder diye bekliyor. Affa vesile arıyor.
Ya biz ne yapıyoruz?
Üstad’ın dediği gibi hakikatte asıl sabreden Allah!..
Allah bizleri nimetin kadrini bilen ve belâlara karşı samimiyetle sabreden kullarından eylesin. Sözlerimi Üstat Necip Fazıl’ın dizeleriyle tamamlamak istiyorum:
“Sabır incecik sırat;
Murat içinde murat
Sabır Hakk’a tevekkül
Sabır Hakk’a itimat
Bir sır ki aşikâre,
Avcı yenik şikâre
Yalnız yalnız sabırda
Çaresizliğe çare…”