Korona çıktı çıkalı, “Önce sağlık” diyoruz. Çünkü sağlık olmadan hiçbir şey olmaz. Ama yalnız başına sağlık da yeterli olmuyor. Sağlıkla birlikte geçinmemiz de önemli. Sağlığımız şimdilik yerinde gözükebilir ama yeteri kadar besin alamazsak, sağlığımız da bozulabilir.
Korona Virüs, sağlığımızla birlikte ekonomimizi de bozdu.
Büyüklü-küçüklü her kentte işyerleri yetecek kadar satış yapamadıkları için iş yerlerini kapatıyorlar.
Gümüşhane Merkez ilçede, kimi lokantalar, kahvehaneler ve benzeri iş yerleri ayakta durmakta zorlanıyor. Daha doğrusu, kendilerine devlet tarafından el atılmazsa kapatmak için gün sayıyorlar.
Sürekli Ankara’da oturan eğitimci bir dostumuz anlatıyordu. Ankara’nın en işlek yerlerinden olan Kızılay’da birçok iş yerinin kapalı olduğunu söylüyordu.
Ankara’nın en işlek semtlerinden biri olan Kızılay’da durum böyleyse, diğer kentleri de varın siz hesap edin.
Gümüşhane’de bile üç-beş kuruş parası olanlar, geleceğini kurtarmak için elinde ve avucundakileri altına ve dövize yatırmışlarsa, piyasalar nasıl canlanacak?
Sabahtan akşama kadar siftah yapmadan işyerlerini kapatanlar var.
Esnafın da, tüccarın da bir dayanma gücü vardır. O gücü kendilerinde bulamadıkları gün geçim sıkıntısı baş gösterecek. Böle bir ortamda ne Varlıklılar rahat edebilir, ne de yoksullar.
Varlıklı ülkeler, az ya da çok esnafını, tüccarını, vatandaşlarını kolladı, kolluyor. Bizim gibi, maddi imkânları sınırlı ülkelerin vatandaşları kollayacak gücü yok.
Yazımızın başlığında da belirttiğimiz gibi, Korona Virüs yalnız sağlımız değil, ekonomimizi de gerçekten bozdu. Artık bol keseden esip savurmanın zamanı değil Başka devlet erkânı olmak üzere, herkes, bugünden yarına bir şeyler bırakmalı.
Ne yapabiliriz?
Fuzuli sayılabilecek tüm giderlerimizi kısabiliriz. Yiyeceklerimizi, giyeceklerimizi sınırlandırabiliriz. Davetlerden vazgeçebiliriz. Seyahatlerimizi erteleyebiliriz.
Niyetimiz kara bir tablo çizmek değil. Gerçekçi olmaya çalıyoruz. Yarının bugünden daha iyi olmayacağı görülüyor.