enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp gümüşhane gümüşhane haberler
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bugünkü Gençlik, Umutsuzluğun Girdabında Dönüp Durmaktadır

05.02.2025 11:03
0
A+
A-

Gençlik, hayatın en kırılgan ve hassas dilimidir. Bu yaştakilerin genelde bir gözü arşta, bir gözü arzdadır. Arştan arza düşse de bunu kendine dert edinmez, düştüğü yerden kendi imkânlarıyla bir çırpıda kalkar. Zira düşünce kaybedeceği fazla bir şey yoktur.

Gençlik, gücü ve zindeliği çağrıştıran bir kavramdır. Bu zaman dilimi, ömrün en güzel dönemidir. Türkiye, genç nüfus bakımından Avrupa’da başı çekmektedir. Bu, aslında ülkemiz için büyük bir avantajdır. Zira Avrupa nüfusu her geçen gün yaşlanarak hareket kabiliyetini kaybediyor. Türk nüfusu ise her geçen gün daha da gençleşerek adeta göz kamaştırıyor.

Gençlik, hiç şüphesiz ki ülkelerin en dinamik gücüdür. Ülkeler bu güce dayanarak aydınlık yarınlara yol alırlar. Ülkeler genç nüfuslarını çağın gerektirdiği bilgi ve teknolojiyle donatmadıkça bu kesimden beklenen faydayı elde edemezler. Zira başarının yolu genç nüfusun iyi ve doğru eğitilmesinden geçiyor. Bunu sağladığınız ölçüde yarınlar güzelleşir.

Herkes ömründe bu hassas dönemden geçmiştir. Fakat yaşadıklarını pek çabuk unutmuşlardır. Onun içindir ki duygudaşlık(empati) konusunda  sınıfta kalmışlardır.

Bugünkü gençlik, umutsuzluğun girdabında dönüp durmaktadır. Gençlerin yarından beklentileri yok denecek kadar azdır. Çünkü etrafındaki insanların yaşadıkları, onları umutsuz kılmaktadır. Oysa onların güçlerini harekete geçirecek yegâne unsur başarıya inanmaktır.

Hayatın baharı olan gençlik çağı, şairlerin ele aldığı başat konulardan biri olmuştur. Şair Behçet Necatigil gençlik yıllarını bakın ne güzel anlatmaktadır: “Çokları ilk gençliğinde/Hülyalı olur, sevdalı olur/Ekmek elden, su gölden/Evin parası cebinde/Karun misali olur.//Kaç kişi çıkar o devirde/Geçici dünyada insana/Kalıcı değil ana baba/Bunu derinden bilir de/Takar dişini tırnağına.//Hey gençlik, gençlik, gençlik/Avarelik günleri/Ne tatlıdır o yok mu/Duymamak yokluğunu/Dünyada hiçbir şeyin./Hey gençlik, gençlik, gençlik/Kitaplarda bunalmış/Bir gencin hüzünleri/Elde yok, avuçta yok/Mahrumiyet günleri.”

Düne özlem (nostalji) biz orta ve ortanın üstü yaştakilerin takılıp kaldığı bir hissiyattır. Özellikle gençlik söz konusu olduğunda geçmişe duyulan özlemimiz tavan yapar. Kendi gençliğimizle bugünün gençliğini mukayese ettiğimizde duygularımız dünden yana evrilir. Bu minvalde dünün gençliğiyle bugünün gençliği arasında çok büyük farklar görürüz.  Her şeyden evvel dünün gençleri anne babalarına çok daha saygılıydı. Büyüklerine itaatte sınır tanımazlardı. Onların yanında çokbilmişlik yapmazlardı. Tevazu elbisesini kuşanırlardı.

Bugünkü ideal gençlik arayışları bizi hep düne ve ahlâkta henüz aşılamamış dünün kuşağına götürür. Bugünkü gençlikte arayıp da bulamadığımız üstün vasıflar hep dünün gençliğinde karşımıza çıkar. Zira dünün gençlerinde büyük bir vefa duygusu vardı. “Akl-ı beşer nisyan ile malûl” olsa da onlar kendilerine yapılan iyilikleri öyle kolay kolay unutmazlardı. Edebe mugayir davranışlardan uzak dururlardı. Çünkü onlar evvelâ ilim değil edep öğrenirlerdi. Edep kaideleri üzerine inşa olunmayan ilim binası yıkılmaya ve yok olmaya mahkumdu. Bu binayı ayakta tutmak için tarihten, felsefeden ve edebiyattan destek alınırdı.

Dünün ideal gençliği asalet ve namus timsaliydi; yüksek seciye ve ahlâk sahibiydi. Dinî ve millî değerlerine bağlıydı. Örf, âdet ve ananelerinden haberdardı. Vatanına, milletine ve bayrağına sadıktı. Gerekirse bu değerler uğrunda seve seve ölmesini bilirdi.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.