Siyer-i Nebi Haftası, Kutlu Doğum Haftası… Yalvaç Muhammed’in doğum tarihine bir güncelleme geldi de bizim mi haberimiz yok? Türk milletinin sorgulayacağı yok, bakıyorlar hop Kutlu Doğum Haftası 15 Temmuz’dan sonra Siyer-i Nebi Haftası olmuş. Kutlu Doğum Haftası 20 – 27 Nisan aralığında yapılırken ve bitişi olan 27 Nisan’da Fethullah Gülen denen alçağın doğum günü idi. Mevlid-i Nebi Haftası ise 4 – 10 Eylül aralığında yapılmakta, Yalvaç Muhammed’in doğduğu gün olan Mevlid Kandili, Sünni İslam’a ve 2025 tarihine göre 3 Eylül 2025’tir. Amaç dindar bir nesil yetiştirmek mi zannediyorsunuz? Amaç gerek siyasi partilere gerek tarikat ve cemaatlere insan yetiştirmek. Ve sonuna da ödül koyuyorlar. Niye? Okusunlar diye. Okumanın en büyük ödülü bilgidir, para değil. İşin içine para, siyaset vs. gibi unsurlar girdin mi o herhangi bir mezhebin İslam’ı olmaz o siyasal İslam olur. Siyasal İslam başımıza ne doğurur, tarihe bir bakalım: Adnan Menderes, Turgut Özal, Süleyman Demirel gibi kişiler doğurur. Siyasal İslam, bizi Adnan Menderes’in TBMM’den izinsiz bir şekilde Kore Savaşı’nı kazandırtıp NATO’ya sokmaya alet eder. Siyasal İslam, Turgut Özal önderliğinde Irak’tan 36 bin Kürt getirir ve PKK daha da güçlenir. (Bunun sonucunda 1993’te ve 1993’ten sonra asker/polis ve sivil fark etmeksizin çoğu kişiyi şehit ettiler). Siyasal İslam, “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” demeyi ırkçılık olarak nitelendirir, Türk’üm diye başlayan andımızı kaldırır. Dışarıda PKK ve içeride Fethullahçı yapılanma ile savaşan Türk askerlerini teröristler ile bir tutar. Siyasal İslam, Yeşil Kuşak Projesi, Büyük Ortadoğu Projesi, Altın Nesil Projesi ile hep ayakta kaldı. Bunun arkasında Graham Fuller, Paul Henze gibi CIA Orta Doğu Şefleri çıkar biraz araştırırsanız. Siyasal İslam’ı idare eden ise bu projelerin kurucusu olan ABD’dir. Fethullahçı yapılanma hakkında TSK, gerekli uyarıları yapmasına ve bu konuların MGK’da görüşülmesine rağmen bir önlem alınmadı. Hilmi Özkök genelkurmay başkanı iken, 2004’te MGK toplantısı oldu. TürkKara Kuvvetleri omutanı Aytaç Yalman, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, Türk Hava Kuvvetleri Halil İbrahim Fırtına ve gerekli siyasiler FETÖ hakkında bir önlem alınacağına dair belgeyi imzaladılar. Biraz geriye 1997’ye gidelim. 1997 yılında Türk ordusunun üst kademeli komutanları Süleyman Demirel’e Fethullahçı yapılanma hakkında brifing veriyor. Bu brifing 1998 yılındaTürk ordusunun üst kademeli komutanları tarafından tekrar veriliyor ve Süleyman Demirel, bu konuyu yapılacak olan MGK toplantısına aldı. TSK bu konudaki rahatsızlığını dile getirirken siyasetçiler bunu hor gördü ve ortaya bir zamanların hocaefendisi olarak andığınız FETÖ çıktı. Siyasal İslam, sizin karşınıza FETÖ’yü çıkarır, SADAT’ı çıkarır. Gerek temelinde İslam yatan partilerin çoğunu iktidara ve koalisyon ortaklığına taşır. Siyasal İslam’ı günümüzdeki tabir ile şöyle anlatsam güzel olur: Siyasal İslam, Filistin’i boykot ederek kola dökenlerin ve gerek yürüyüş yapanların altından Türkiye’denİsrail’e gidecek olan ticaret gemisinin gitmesidir.
Bir de unutmadan siyasete girecekseniz kapanın ve temelinde siyasal İslam olan bir partiye geçin, cumadan cumaya gidin ve Kur’an-ı Kerim’i özellikle “Arapça” okuyup ezberleyin ve sorgulayana da karşı çıkın. Siyasal İslam’ın üç farzına uymayı aksatmayın sakın.)
Türk milliyetçileri için iki ortak düşman var: Siyasal İslam ve PKK Şeriat, Tanrı’nın hükmü demek ise şeriat diyerek bu kadar niye bölündünüz? Geçmişe baktığımız zaman Ebu Hanefi, Ebu Şafii’den, Ebu Şafi, Ebu Hanbeli’den öğütler almış ve kendileri süresince bu ayrılıklar çıkmamış. Baktığımız zaman İslam’a bir fıkhi bakış açışı getiren Hanefiliğin kurucusu olarak öne sürülen Ebu Hanife, Emeviler ve Abbasiler’in zindanında öldürülmüştür. Ve hangi mezhebe göre şeriat? Sünni mi? Şii mi? Hanbeli mi? Maliki mi? Şeriat kendi içinde kollara ayrılırken lütfen şeriatçılık taslamayın ricam. Ve sarık takmayanı, türban takmayanı “dinsiz” diye yaftalamayın. O yaftaladığınız kişi belki de dinler hakkında çok şey biliyordur.
Bu yazımı Ankara Üniversitesi öğretim görevlisi Ahmet Taner Kışlalı’nın şu sözüyle bitirmek isterim: “Şeriatçılar özgürlük istemiyor, kendilerinden farklı düşünenlerin özgürlüğünü ellerinden almak istiyor.”