enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp gümüşhane gümüşhane haberler
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Şam’dan Göynük’e Akşemseddin Hazretleri-2

28.01.2025 14:29
0
A+
A-

Hayata gönül gözüyle bakan Akşemseddin’in, talebesi Fatih Sultan Mehmet’e mektubu

Hayata gönül gözüyle bakan Akşemseddin Hazretleri,  Fatih’in hocası olmasaydı belki de İstanbul’un fethi gerçekleşmeyecekti. Bilge bir insan olan Akşemseddin’in, talebesi Fatih Sultan Mehmet’e  yazmış olduğu mektubu, bugün de okunması ve ibret alınması gereken tarihî bir vesikadır. Zira o sıkıntılı zamanlarda Fatih’in yanındakilerden bazıları, o zamanki adıyla Konstantinopolis’in fethinin zamanlamasının doğru olmadığını, bunun büyük hezimetlere yol açacağını, kuşatmanın derhal kaldırılması gerektiğini yüksek sesle dile getiriyorlar ve genç Mehmed’in aklını çelmeye çalışıyorlardı. Akşemseddin bu çetin zamanlarda talebesine gönderdiği bir mektupta II. Mehmed’e hitaben şöyle söylüyordu:

“Şimdi yumuşaklık ve merhamet gerekmez. Bu hususta kusuru görülenler, fethe muhalif olanlar tespit edilip, bunlar görevden azil dâhil, gereken en şiddetli ceza ile cezalandırılmalıdır. Eğer bunlar yapılmazsa kaleye yeni bir hücuma kalkışıldığında, hendeklerin doldurulmasına karar verildiğinde gevşeklik gösterilecektir. Bilirsiniz, bunlar yasaktan (zordan) anlayan Müslüman’dır. Allah için canını, başını ortaya koyan azdır. Meğer bir ganimet göreler, canlarını dünya için ateşe atarlar.

Şimdi sizin yapmanız gereken bütün gücünüzle, fiilen, emirle, hükümlerinizle, sözünüzle işe sarılmanız, gayret göstermenizdir. Bu tür görevler, gerektiğinde merhameti ve yumuşaklığı az, şiddet kullanabilecek, zora başvurabilecek kimselere verilmelidir. Bu, hem geçmişteki uygulamalara, hem de dine uygundur. Allah şöyle buyuruyor: “Ey şanlı Peygamber! Kâfirlerle, münafıklarla sonuna kadar savaş ve onlara karşı sert ol, yumuşak davranma. Onların varacakları yer cehennemdir ki, orası varılacak ne kötü yerdir”

Ankara’nın manevî güneşi Hacı Bayram Veli’nin sadık mürididir Akşemseddin

Akşemseddin Hazretleri, Hak ve hakikat yolunda yalpalamadan dosdoğru yürüyebilmek için bir rehbere ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Onun içindir ki kâmil bir mürşit arayışı içerisindeydi. Bu yüzden o zamanlar Halep’te büyük bir şöhreti olan Zeynüddin-i Hâfi’ye intisap etmek üzere Halep’e gitmiştir. Fakat gördüğü bir rüya üzerine geri dönmüş ve Ankara’ya gelerek zamanın büyük mürşidi Hacı Bayram-ı Veli’ye intisap etmiştir. Ankara’daki manevî eğitimini ve nefis terbiyesini tamamlayan Akşemseddin, Hacı Bayram-ı Velî’nin halifesi mertebesine kadar yükselmiştir. Bir süre Beypazarı ve İskilip’te bulunan Akşemseddin, daha sonra bugünkü Göynük ilçesine yerleşerek irşat ve tedris faaliyetlerine burada devam etmiştir. Milâdî 1429’da şeyhi ve piri Hacı Bayram’ın vefatından sonra halife olarak irşat postuna oturmuş ve tarikatın Bayramiye kolunu sürdürmüştür.

Aynı zamanda çok kıymetli bir Divan şairidir Akşemseddin Hazretleri

Divan şiiri Osmanlı Devleti zamanında padişahlardan vezirlere, paşalardan münevverlere kadar hemen herkesin ilgi duyduğu bir sanat dalıydı. Osmanlı padişahlarının da şiir yazdıkları, o dönemler hakkında bilgisi olanların malumudur. Fatih Sultan Mehmed’in “Avnî” mahlasıyla bir divan teşkil edecek kadar şiir yazdığı bilinen bir gerçektir. İşte öyle de Fatih’in hocası Akşemseddin Hazretleri de şiire gönül veren Hak ve hakikat dostlarından biridir. Akşemseddin, tasavvuf yoluna girdikten sonra şiire ilgi duymuş,  dinî ve tasavvufî  muhtevalı şiirler yazmıştır. Tasavvuf  içerikli  şiirlerinde Şems, Şemsî ve Şemseddin mahlaslarını kullanmıştır. Onun dinî ve tasavvufî şiirleri geniş kitleler tarafından bilinmese de okunmaya ve üzerinde düşünülmeye değerdir. Akşemseddin’e ait 38 şiir Prof. Dr. Kemal Eraslan tarafından mecmualardan bulunup çıkarılarak ilgililerin dikkatine sunulmuştur.

Kâinata gönül nazarıyla bakan Akşemseddin, dünyaya geliş gayesini bilen ve bu minvalde şuurla yaşayan mütekâmil bir insandı. O, mürşidi Hacı Bayram-ı Veli’yi çok sever ve ona derin bir saygı ve muhabbet duyardı. Hocasına hitaben yazdığı şu anlamlı şiir, vefanın kıymetini bilenler için okunmaya değerdir: “Âşık oldum sana candan/Pirim Hacı Bayram Velî/Farıg oldum bu cihandan/Pîrim Hacı Bayram Velî//Irak mıdır yollarımız/Taze midir güllerimiz/Hub söyler bülbüllerimiz/Pirim Hacı Bayram Veli//Al yeşil zeyn olmuş üstü/Server Muhammed’in nesli/Yaratan Allah’ın dostu/Pirim Hacı Bayram Velî//Akşemseddin der varılır/Azim tevhidler sürülür/Yılda bir çağı bulunur/Pirim Hacı Bayram Veli//Sensin Allah’ın Velîsi/ İki Cihanın dolusu/Evliyaların ulusu/Pirim Hacı Bayram Velî”

Yazarın Diğer Yazıları
BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.