Osmanlı, köprüleri atan değil köprüler inşa eden bir medeniyetti.
Üç kıtada adaletle hüküm süren bir cihan devleti olan Osmanlı, köprüleri atan değil köprüler inşa eden bir medeniyetin temsilcisiydi. Bu yüzden köprü ve su yapılarına eskiden beri büyük bir ehemmiyet verilmiştir. O zamanlarda da, tıpkı bugün olduğu gibi, köprülerin stratejik önemi büyüktü. Başta nehirler ve akarsular olmak üzere, birçok engebeli arazi köprüler vasıtasıyla geçilebilmekteydi. Köprülerin bir de askerî(güvenlik) açıdan önemi vardı.
Osmanlı Devleti, yüzyıllar öncesinde inşaat alanında çok önemli gelişmelere sahne olmuştur. Teknolojik imkânlar bugüne kıyasla yok denecek kadar az olmasına rağmen çok önemli yapılar (cami, medrese, saray, kervansaray, su kemeri) inşa edilmiştir. Bu da Osmanlı’nın imar ve inşa konularına ne kadar önem verdiğini açıkça göstermektedir.
Köprüler tarihî süreç içerisinde sadece ulaşım açısından değil kültürel açıdan da çok önemli roller üstlenmişlerdir. Bununla beraber köprüler ticarî bakımdan da mühim vazifeler görmüşlerdir. Günümüzde bu tarihî köprüler kültür turizmine büyük hizmet etmektedir.
Osmanlı’da ulaşım ve taşımacılık çok önemli görülüyordu. Osmanlı’nın inşa ettiği köprülerde kullanılan ana malzeme şüphesiz ki taştır. Bu taşlar nakliye kolaylığı olması açısından daha çok yakın çevrelerden temin edilmiştir. Köprülerin bir kısmı da ahşap malzemeyle inşa edilmiştir. Özellikle inşaata elverişli taş malzemenin bulunmadığı yerlerde mecburen bu yola başvurulmuştur. Fakat ahşap köprüler, zamanla tahrip olmuş, çoğu kez de taşkın sularıyla yıkılmıştır. Yıkılan köprüler, yıkıldıkça büyük bir sabırla tekrar tekrar yeniden yapılmıştır. Zira ulaşım için köprüler vazgeçilmez yapılardır. Sayıları fazla olmasa da 19. ve 20. yüzyılın arasında yapılan bazı köprülerde demir-çelik malzeme kullanılmıştır.
Osmanlı, bugünkü Türkiye toprakları üzerinde onlarca köprü inşa etmiştir.
Osmanlı Devleti hangi alanda olursa olsun, halka hizmeti Hakk’a hizmet olarak görüyordu. Zira Osmanlı insan merkezli bir devletti. Buna ulaşım da dahildi. Ulaşım deyince de öncelikle yollar ve köprüler akla gelirdi. Bu iki unsur ulaşımın ana unsurlarındandı.
Osmanlı bugünkü Türkiye toprakları üzerinde onlarca köprü inşa etmiştir. Bunlar arasında Abdal Köprüsü (Acemler Köprüsü-Bursa), Aralık Köprüsü (Artvin/Borçka), Babaeski Köprüsü (Kırklareli), Beğlevan Köprüsü (Güreşen Köprüsü-Artvin/Borçka), Berta Köprüsü (Artvin), Çifte Köprü (Artvin/Arhavi), Demirköprü (Adana), Eğri Köprü (Sivas), Galata Köprüsü (İstanbul), Harâmidere Köprüsü (Kapıağası Köprüsü-İstanbul), Odabaşı Köprüsü (İstanbul), Mehmet Paşa Köprüsü (Alpullu Köprüsü-Kırklareli), Mikron Köprüsü (Çamlıhemşin/Rize), Talazan Köprüsü (Tokat/Niksar), Şahruh Köprüsü (Kayseri/Sarıoğlan), Silivri Köprüsü (İstanbul/Silivri), Irgandı Köprüsü (Bursa), Kanunî Sultan Süleyman Köprüsü (İstanbul/Büyükçekmece), Karkamış Köprüsü (Şanlıurfa/Birecik), Kemerarası Köprüsü (Muğla), Kırkgöz Köprüsü (Afyonkarahisar/Bolvadin), Mecidiye Köprüsü (Meriç Köprüsü-Edirne/Karaağaç), Beylerhanı Köprüsü (Uşak), Halıpazarı Köprüsü (Uşak), Dilovası Taş Köprü (Kocaeli), Saraçhane Köprüsü (Şahabettin Paşa Köprüsü/Horozlu Köprüsü-Edirne), Suadiye Mahallesi Köprüsü (II. Beğlevani Köprüsü-Artvin/Borçka), Uzun Köprü (Ergene Köprüsü-Edirne), Vaniti Köprüsü (Artvin/Borçka), Varda Köprüsü (Koca Köprü-Hacıkırı Demiryolu Köprüsü-Adana/Karaisalı), Yoldere Köprüsü (Artvin/Hopa), Yahşihan Demir Köprü (Kırıkkale), Osmancık İkinci Beyazıt Köprüsü, Nasrullah Köprüsü (Kastamonu), Geyve İkinci Beyazıt Köprüsü (Sakarya), Edirne İkinci Beyazıt Köprüsü, Çüngüş Köprüsü (Diyarbakır) gibi birçok köprü sayılabilir.