Bugün dünden çok farklı ve her alanda ileri bir Türkiye’de yaşamaktayız. Enerjide toplam kurulu gücünü 31 bin 846 megavattan 101 bin 518 megavata yükselten bir Türkiye’den bahsediyoruz. Yerli ve millî imkânlarla üretilen ilk yerli otomobili (TOGG’u) Türkiye ve dünya yollarına çıkarmaya hazırlanan bir Türkiye’den bahsediyoruz.
152 yeni organize sanayi bölgesiyle, 29 endüstri bölgesiyle ve 94 teknoparkla üretim gücünü artıran bir Türkiye’den bahsediyoruz. Karadeniz’de toplam 710 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfeden bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Tarihe saygının bir nişanesi olarak restore edilen tarihî eser sayısını 46’dan 5 bin 781’e çıkaran bir Türkiye’den bahsediyoruz. TİKA’yla, Yunus Emre Enstitüsü’yle, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığıyla, TRT gibi kurumları vasıtasıyla, başta Türkiye dışındaki Türk toplulukları olmak üzere, tüm gönül dostlarının yanında olan bir Türkiye’den bahsediyoruz. Devasa yapılar olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, 18 Mart Çanakkale Köprüsü’nü, Osmangazi Köprüsü’nü vatandaşlarının hizmetine sunan bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Adalette hâkim ve savcı sayısını 9 bin 349’dan 22 bin 727’ye yükselten, mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 91, idari yargıda yüzde 42 arttıran, 278 hizmet binası inşa ederek yargı teşkilâtının altyapısını güçlendiren bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Emniyet Genel Müdürlüğümüzün, Jandarma Genel Komutanlığımızın, Sahil Güvenlik Komutanlığımızın personel sayısını toplamda 538 bine çıkaran, güvenlik zaaflarını ortadan kaldıran ve vatandaşını emniyet içinde yaşatan bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Dünyanın en etkin afet yönetim kurumu olan AFAD’ı kuran, afet yönetiminden eğitim ve yardım faaliyetlerine kadar geniş bir alanda sivil toplum kuruluşlarımızın sayısını 76 binden 122 bine yükselten bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Millî savunmada Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Pençe, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı Harekâtları ve Pençe Kilit operasyonuyla güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu parçalayan, var olan tehditleri bertaraf eden bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Gözbebeğimiz olan ordumuzu en güçlü silahlarla modernize eden, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da Türk Silahlı Kuvvetlerimizi darbe ve cunta izlerinden temizleyerek onu dünyanın en güçlü orduları arasına sokan bir Türkiye’den bahsediyoruz.
“Yol medeniyettir. Gidemediğin yer senin değildir.” anlayışı ışığında ulaştırmada bölünmüş yol mesafesini 6 bin 100 kilometreden 28 bin 722 kilometreye, otoyol uzunluğunu 1,714 kilometreden 3 bin 633 kilometreye çıkaran bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Kara yolu tünel sayısını 83’ten 469’a, kara yolu tren uzunluğunu 50 kilometreden 664 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğunu 311 kilometreden 731 kilometreye yükselten, millet ve memleket aşkıyla adeta Ferhat gibi dağları delen bir Türkiye’den bahsediyoruz.
“İstikbal göklerdedir.” şiarıyla Hava yollarında 26 olan havalimanı sayısını 31 ilâveyle 57’ye, denizcilikte tersane sayısını 37’den 84’e çıkaran bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Toplam 1460 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı, ilâveten toplam 2 bin 102 kilometre uzunluğunda yeni demir yolu ağı yapan 8 bin 547 kilometre uzunluğunda mevcut hattı da elektrikli ve sinyalli hâle getiren, adeta demir ağlarla örülen bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Çevre, şehircilik ve iklim değişikliği alanında, TOKİ eliyle ülkemize toplam 1 milyon 170 bin konut üreten, 3 milyon konutun dönüşümünü başarıyla tamamlayan, 12 milyon vatandaşımızın güvenli konutlarda yaşamasını sağlayan bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Çevreci bir anlayışla 81 şehrimize 81 milyon metrekare millet bahçesi yapmayı hedefleyen, ülke genelinde 455 millet bahçesini hizmete açan bir Türkiye’den bahsediyoruz.
“Dostlara güven, düşmanlara korku veren” savunma sanayinde, kendi ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde, İHA’lar, SİHA’lar, Akıncı’lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere 170 ülkeye savunma sanayi ürünleri ihraç edebilen bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Sağlıkta hastane yatak sayımızı 164 binden 264 bine çıkaran, toplamda 28 bin 987 yataklı 20 şehir hastanemizi tamamlayıp hizmete sunan güçlü bir Türkiye’den bahsediyoruz.
“Spor sağlıktır.” ilkesiyle gençlik ve sporda gençlik merkezi sayımızı 9’dan 419’a yükselten, toplam spor tesisi sayımızı 1575’ten 4290’a çıkaran bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Sadece alan değil satan bir ülke olmak için ticarette ihracatımızı 36 milyar dolardan alıp 250 milyar doların üzerine çıkaran, dünyada 228 ülke ve bölgeye yaygınlaştıran, dış ticaret hacmimizi de 500 milyar dolara ulaştıran istikrarlı bir Türkiye’den bahsediyoruz.
“Her kademede ve her şeyden önce modern bir eğitim anlayışıyla” yola çıkarak eğitimde, yükseköğretim dâhil 10,3 milyar lira olan yıllık eğitim bütçesini 304 milyar liranın üzerine çıkaran, derslik sayımızı 343 binden 612 bine yükselten, 20 yılda atanan 750 bin öğretmenle toplam öğretmen sayımızı bir milyonun üzerine çıkaran, toplam 3,5 milyar adet ders kitabını öğrencilerimize ücretsiz olarak dağıtan, üniversite sayımızı 76’dan 208’e, akademik personel sayımızı 70 binden 184 bine ulaştıran, yükseköğrenim yurt yatak kapasitemizi 182 binden 850 bine ulaştıran donanımlı bir Türkiye’den bahsediyoruz.
“Su akar, Türk bakar. ” eleştirisini (ironisini) geçersiz kılmak için baraj sayımızı 276’dan 930’a, hidroelektrik santrali sayımızı 97’den 730’a, içme suyu tesisi sayımızı 84’ten 370’e ve sulama tesisi sayımızı 1764’ten 3 bin 325’e çıkaran bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Son olarak, “Dünyada mekân, ahirette iman “anlayışıyla 500 bin sosyal konut, 1 milyon konut amaçlı arsa, 50 bin iş yeri hedefleyen ve bunun için çalışmalara girişen, alt gelirlilerin ekonomik olarak sıcak bir yuvaya kavuşması için çalışan bir Türkiye’den bahsediyoruz.