Sessiz istila artık daha da içimizde farkında mısınız? Afganlar , Bacha Bazi geleneği ile yetişmiş. (Bacha Bazi’de küçük erkek çocuklarına tecavüz edilir ve bu Afganistan’da meşrusur.) Suriye’de İç Savaş var diye 2011’den beri ülkemizdeler. Suriye’de savaş bitti ama geri dönmüyorlar. Suriyelilerden vatandaşlık alan var, önceden hükümet kadrosunda olan birinin tabiriyle tabiriyle “özçekim çekiyor, bunda ne var?” diyerek Türk kızlarına yapılan sözlü, fiziki, psikolojik, görsel, işitsel vs. tacizleri meşru kılıyor. Türk kızlarının ve erkeklerinin bile ülkede güvenccesi yokken hükümütte görev yapmış birinin bunu demesi doğru mu? Ruslar ve Ukraynalılar…. Yani Slavlar… Rusya – Ukrayna Savaşı başladığından beri ülkemizde mülteci ve sığınmacı durumundalar. Ve Akdeniz kıyılarına yerleşiyorlar. Bunun amacı halen olan Panslavizm politikasıdır. (Slavların (Sırpların, Hırvatların Çeklerin, Rusların, Ukraynalıların vb. Akdeniz’e I. ve II. Dünya Savaşı’nda inme politikasıdır.) Faslar (İranlılar) ülkeye gelmiş durumda, Filistinliler, Arap – İsrail Savaşı bahanesiyle ülkemize gelmiş ve yerleşmiş durumdalar. Paklar, ülkeye sokuldu. Paklar ile Afganlar, İrani bir toplum olduğu için aynı kültürden gelmektedirler. Kısacası Paklarda Bacha Bazi geleneği mevcuttur, diyebiliriz. Libya darbesinden sonra ülkemize gelen Libyalılar…
Hande Karacasu’nun Sessiz İstila kitabında şöyle anlatılmaktadır:
Türkiye’ye yurt dışından gelen nüfusun 110 bin 567’sini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, 466 bin 890. yabancı kuyruklu nüfus oluşturuldu.
Türkiye’ye gelen toplam göç giden Türk vatandaşının 4.22 katı. Öte yandan 187 bin 178 yabancı uyruklu da 187 bin 178 yılında Türkiye’den göç etti.
2018’de ülkeye gelen yabancı uyeuklu nüfus içinde ilk sırayı yüzde 23.6 ile Irak vatandaşları alırken Türkiye Cumhuriyeti’ni 9.6 ile Afganistan, yüzde 8.4 ile Suriye, yüzde 7.5 ile Türkmenistan ve yüzde 6.8 ile İran takip etti.
İstanbul, 2018 yılında 201 bin 957 kişi ile en fazla göç alan il olurken, bu kenti 71 bin 337 kişiyle Ankara, 36 bin 674 kişiyle Antalya, 22 bin 660 kişiyle Bursa ve 14 bin 671 kişiyle İzmir izledi.
İstanbul aynı dönemde 113 bin 430 kişiyle en fazla göç veren il oldu. Bu kentin ardından 28 bin 410 kişiyle Ankara, 18 bin 408 kişiyle Antalya, 16 bin 789 kişiyle Gümüşhane ve 13 bin 468 kişiyle İzmir sıralandı.
Yabancı dilde eğitim veren, en yüksek puanla öğrenci alan devlet ve özel lise mezunlarının çoğu, yurt dışında üniversitelerde öğrenim görmeye başladı. Göç eden nüfus içinde yüzde 15.2 ile en büyük dilimi “25 – 29 yaş grubu” oluşturdu. Bu yaş grubunu yüzde 13 ile “30 – 34” ve yüzde “20 – 24 yaş grubu” takip etti.
Hükümette önceden görev alan bir zat ise işsizliğin sebebinin sığınmacılar ve kaçaklar olmadığını ileri sürerek “Türk halkının yapmadığı ya da yapmak istemediği işleri Afganler ve Suriyeliler yapıyor” der cumhurbaşkanı da “iş var, beğenmiyorsunuz.” diyor
Hükümette önceden görev alan bir zat suç oranlarında da Türklerin Suriyelilerden daha fazla suç işlediğinin kayıt altında olduğunu ifade ediyor.
Sebep Suriyeli sığınmacı ya da kaçaklar ve Afgan kaçaklar ile yaşanan vakaların adli olarak kayda girmemesi olabilir mi?.. Liste böyle uzar gider.
2017’de o dönem İYİ Parti İstanbul milletvekili olan Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 5.5’inin Suriye kökenli vatandaşlardan oluştuğunu, sadece İstanbul’daki Suriyelilerin 38 ilin nüfusundan fazla olduğunu söyledi.
2019 yılında fönemim İYİ Parti İatanbul Milletvekili Ümit Özdağ, TBMM’de 3. Yasama Yılı 6. birleşiminde şu ifadeleri kullanmıştı:
“Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye’nin karşı karşıya olduğı en ağır sorun hiç şüphesiz Suriyelilerin 1.4 milyonu başta Afganlar, Iraklılar ve İranlılar (Farslar) olmak üzere 195 ülkeden gelen sığınmacıların oluşturduğu toplam 6.7 milyon sığınmacı kitlesidit. Bu nüfus, Türkiye nüfusunun yüzde 8.5’ini oluşturmaktadır. Türkiye, strajik göç mühendisliğininsonucu olan bir Kavimler Göçü ile karşı karşıyadır.
Ümit Özdağ bu sözleriyle Gazi Meclis’ine seslenmiş, kayıtlı kayıtsız kaçak ve sığınmacılara değinmiş, bazı illerdeki hassasiyetlere ve demografik tehlikeye dikkat çekmiş, sözlerini Gazi Meclis’e şu uyarıyı yaparak bitirmiştir:
“Peki 2040’ta ne olacak? Türkiye’de Suriyeli nüfusu yüzde 43 olacak. Gaziantep’te kayıtlı – kayıtsız birlikte yüzde 29’unu oluşturuyor. 2040’ta bu rakam yüzde 46’ya çıkacak. Hatay’da bugün yüzde mülteciler ve kaçaklar yüzde 39.4’unu oluşturuyor, 2040’ta yüzde 64’ünü Suriyeli Araplar oluşturacak. Adana’da eğer kayıtlı – kayıtsız birlikte hesaplanırsa yüzde 26’sını ve Mersin’de de yine yüzde 26’sını oluşturucak.”
Peki ülkede şusn 16 milyon mülteci ve sığınmacı var iken Bacha Bazi geleneği ile yetişen Afganların pedofiliye olan yatkınlıkları, Türk kızlarına sözlü, fiziksel vs. Tacizde bulunan vs. İşgalcilere vs. karşı artık dur demeye ne dersiniz?
Esenlikle kalın tabii ki mümkünse…