enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp gümüşhane gümüşhane haberler
DOLAR
35,4723
EURO
36,5834
ALTIN
3.048,73
BIST
9.715,86
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Gümüşhane
Çok Bulutlu
3°C
Gümüşhane
3°C
Çok Bulutlu
Çarşamba Hafif Kar Yağışlı
1°C
Perşembe Çok Bulutlu
-1°C
Cuma Hafif Kar Yağışlı
-2°C
Cumartesi Karla Karışık Yağmurlu
0°C

Çekyalı gelinin Gümüşhane izlenimleri

Uzun yıllardır İstanbul’da ikamet eden Gümüşhaneli hemşehrimiz Mehmet Arif Tungul, hemen hemen her yıl ailesiyle birlikte Gümüşhane’yi ziyaret ediyor.

Çekyalı gelinin Gümüşhane izlenimleri
BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ.
17.12.2024 18:18
0
A+
A-

Bu yıl ise çok özel aile bireyleri geziye dahil oldu.Çekya’da ikamet eden oğlu Bilen Tungul, Çekyalı eşi Lucie Tungul ve çocukları 1 haftalık Türkiye tatilinin tamamını Gümüşhane’ye, özellikle de Süleymaniye Mahallesi’ne ayırdı.

Hemşehrimiz Mehmet Arif Tungul, gezi hakkında yaptığı açıklamada; “1963 yılında Gazipaşa Ortaokulu’ndan mezun olduktan sonra, İstanbul’da Bakırköy Lisesi’ne kayıt oldum. Üniversite (felsefe) eğitimimi tamamladıktan sonra neredeyse her yıl, çok sevdiğim memleketimi çocuklarımla birlikte  ziyaret ettim. Yakın zamana kadar da bu böyle sürdü.

Bu yıl, Çekya’da bulunan oğlum Bilen Tungul , Çek eşi türkolog ve Avrupa Birliğinde Türkiye uzmanı Lucie Tungul ile iki oğlu Lukas Arif Tungul ile Mete Elias Tungul birlikte 6 günlüğüne, dedelerinin doğduğu coğrafyayı, doğayı görmeye ve akrabaları ile tanışmaya geldiler.

Bu süreçte Süleymaniye mahallesi’nde yeni açılan otelde konuşlandık. Otel ve çalışanlarını çok beğendik. Gelinim ve torunlarım 6 günlük kısa bir tatilde Sümela Manastırı, Karaca Mağarası, Tomara Şelalesi…gibi tarihi yerleri gezdiler…

Elbette bu gezinin merkezi doğduğum Süleymaniye Mahallesi oldu. Gümüşhane’nin eski yerleşim yeri olan bu ören yerinin son yıllarda değeri anlaşılmaya başlandığını farkettim. Bir takım restorasyonların devreye girmiş olması, doğru yapıldığı ölçüde sevidirici. Ancak öyleleri de var ki, yanlışlıkla tarihe kıyılmış. Örneğin restorasyonu yapılması gereken bir minare, buldozerle yıkılıp yerine yepyeni bir minare yapmışlar ve ne yazık ki, hemşehrilerimiz bunu farkedemişler bile!

Süleymaniye Mahallesi’nin iki özelliği var; ilki kiliseler, camiler, hamamlar, köprüler gibi tarihi değeri olan kültür mirasları. Gümüşhane’ye gelenler ve Gümüşhaneliler zaten bunları ziyaret ediyorlar.ikincisi ise Çek gelinim ve torunlarımın da çok sevdiği dağlarımızın (doğanın) güzellikleri. Bu 6 günde nerdeyse dağlarımızın tümünü gezdiler; Kireç kuyusundan, Zincirli Taş’a; Düzler’den, Musalla’dan Gugulas’a dolaşıp durdular…

Akşamları amcamın oğlu Hüsamettin Tungul’un ve Hayrettin Tungul’un mangal partileriyse bir başka akraba dayanışmaydı; bir başka misafirperverlik idi…

Ancak konuştuğumuz genç Gümüşhanelilerin önemli bir bölümü, Gümüşhane’mizin bana göre en önemli şahsiyetinin ismini bile bilmiyorlardı. Bu kişi, elbette 21 yıl boyunca kayakta kırılması olanaksız gibi görünen Türkiye şampiyonu “dağlar delisi” lakaplı: MUZAFFER DEMİRHAN’dı.

Sonuç; 62 yıl önce çıktığım Gümüşhane, şimdilerde çok değişmiş. Evler artık dağlara, kayalıklara yapılıyor; kentte aciliyeti olan otopark sorunu var. Harşit, artık bir dereden (çay) çok, bir kanalı çağrıştırıyor. Ne Gazipaşa, ne Halkevi, ne Hükümet binası…kalmış.

Gümüşhane, değişmemiş; Kafka’nın ifadesiyle “başkalaşmış”!

Süleymaniye Mahallesi gezinirken aklıma hep ŞİRİNCE geldi. Eğer Süleymaniye Mahallesi (Eskişehir) birazcık korunabilseydi, inanıyorum ki, Şirince’ye 5 basardı…

Ülkemin güzelliklerini fark etmek çok önemli. Gümüşhane’nin doğal kaynakları korunmalı; çünkü onlar kaybedildiğinde bir daha elde edilemez… Bu nedenle madenler çıkarılırken doğa yok edilmemeli…zira organik eksiklikler bir şekilde yenilenebilir ama madenler gibi anorganik zenginliğimizi yenilememiz olanaksızdır” ifadelerine yer verdi.

Mehmet Arif Tungul’un Çekyalı gelini Türkolog ve Avrupa Birliğinde Türkiye uzmanı Lucie Tungul’un Gümüşhane gezisinden geriye kalan izlenimleri, özellikle Süleymaniye için ifadeleri oldukça dikkat çekici.

Süleymaniye’ye aşık olduğunu ifade eden Lucie Tungul; “Gümüşhane’ye gelme planını yıllardır konuşuyorduk. Nihayet uzun zamandır beklenen gün Ekim 2024’ün sonlarında geldi. Trabzon’a vardığımızda, önce Sümela Manastırı’na uğradık, ardından Gümüşhane’ye ulaşıp kayınpederimin doğum yeri olan Süleymaniye’ye doğru yol aldık. Çok sayıda aile ziyareti olacağını bekliyordum ve bunu dört gözle bekliyordum. Ancak beklemediğim şey, güzel dağlar ve derin vadiler arasında saklı olan bu yerin büyüleyici güzelliğiydi. Geçen her gün, doğanın ve bölgenin zengin tarihiyle çevrili bir şekilde, bu yere âşık olduğumu fark ettim.

Türkiye’yi ziyaret eden insanlar genellikle batıdaki plajları ve tarihi yerleri bilirler. Göbeklitepe’yi ya da Hattuşa’yı duyanlar çoktur. Bu yerler etkileyici ve kesinlikle görülmeye değer olsa da, Gümüşhane’nin Süleymaniye’si Türkiye’nin ve bu topraklardan gelip geçen krallıkların ve imparatorlukların tarihini gözler önüne seriyor. Pontus, Roma, Bizans, Osmanlı—birçok etnik köken ve inanca sahip insanlar buranın zenginliklerini ve güzelliklerini paylaşmış. Bu tarihi yer, yüzyıllar boyunca bir arada yaşamış farklı kültürlerin uyumunu sergiliyor. Bir zamanlar bu tarihi kavşaktan geçen tüccarların, madencilerin ve seyyahların yankılarını hissedebiliyorduk. Süleymaniye, tarih ile doğanın bir araya gelip Anadolu’nun geniş anlatısını sunduğu eşsiz bir yer.

Süleymaniye sadece krallıkların ve imparatorlukların hikâyesini anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda insanlığın farklılıklara rağmen paylaşma ve birlikte yaşama yeteneğini de gösteriyor. Bize, hepimizin saygı ve hoşgörüyü bulabileceği ve bizi bölmek isteyenlere karşı birlikte durabileceğimiz umudunu veriyor” açıklamalarında bulundu.

LUCİE TUNGUL KİMDİR: Palacký Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Politika ve Sosyal Bilimler Bölümü’nde Yardımcı Doçent olarak görev yapmaktadır. Eğitimini, Ohio’daki Miami Üniversitesi’nde (Uluslararası İlişkiler) ve Palacký Üniversitesi’nde (Politika ve Avrupa Çalışmaları) tamamlamıştır.

2006-2018 yılları arasında Türkiye’de yaşamış ve çalışmıştır. Çekya Siyaset Bilimi Derneği yönetim kurulu üyesi ve Wilfried Martens Avrupa Çalışmaları Merkezi Akademik Konseyi üyesidir. Ayrıca, Topaz isimli siyasi enstitünün araştırma biriminin başında bulunmaktadır. Avrupa Birliği genişlemesi, demokratikleşme, göç ve çevre konularında çok sayıda makale, kitap bölümü ve kitap yayımlamıştır.

Lucie Tungul, Türk eşi ve iki çocuğuyla birlikte Çekya’nın Olomouc şehrinde yaşamaktadır.

BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.