Haydi erenler
Bizimle gül derenler
Armudu taşlayalım
Dibinde kışlayalım
Doldurun da kadehleri sohbete başlayalım… Bu hafta biraz farklı bir giriş yapalım istedim konuya. Belki ki geçen hafta yazdıklarımız çok dokundu ki işin ucu bir sohbette 4.Murat devrine kadar uzadı. Bir dostum dikkat et devir Murat devri gibi dedi. Aslında aba altından sopa gösterdi. O yüzden bende bu hafta 4. Murat devrinin meşhur sarhoşu Bekri Mustafa ile giriş yapayım dedim yazıya. Sarhoş dediğime bakmayın sakın, kendisi muhabbet sultanı bir insan. Gıybet ve dedikodu nedir bilmeyen lakin alkolün timsali olmuş biri. Zaten o yüzden dokunmamış Sultan Murat ona.
Hani diyor ya Bekri;
Ettim edemedim bir sanat tutayım dedim, amma velakin ne olsam;
Kayyum olsam kandilleri yakmalı
Müezzin olsam minareye çıkmalı
Kadı olsam hatır gönül yıkmalı
Vezir olsam insanlıktan çıkmalı
Bakkal olsam kaldıramam kantarı
Kasap olsam sallayamam satırı
Nalbant olsam nallayamam katırı
Hoca olsam bu şarabın hatırı
En sonunda kalaycı oldum
Kalayladım kapları…
Benim işte tam olarak Bekri Mustafa misali, her işten anlayanların memleketinde ben hiçbir işten anlamadığım için en sonunda kalaycılık kaldı bana.
Her işten anlayan diyorum çünkü benim şehrimin insanı her işten anlar. Her meselede fikir sahibidir. Hiç okumamıştır ama bir öğretmene nasıl öğretmenlik yapılacağını anlatabilir. Ya da uzman bir tarihçinin kronolojik hatalarını izlediği diziler sayesinde tespit edebilir. Şairlere itibar etmez ama örneklerini hep şiirlerden verir benim memleketimin insanı. Pazar yerinde çok denk geldim, mühendise çizim, terziye dikiş öğreten insanımız çok bizim. Her biri profesyonel spor eleştirmeni, uzman bir kardiyolog olabiliyorlar. Milli İstihbarat halt yemiş benim memleketimdeki insanın yanında. Gelsinler Gümüşhaneliden öğrensinler bilgi nasıl elde edilir. Kurumsal bilgi, bireysel bilgi ve daha pek çok bilgi edinme yöntemine sahiptir. Bununla da yetinmez edindiği bilgiyi çeşitli spekülasyonlarla değerlendir. Yani yanlış bilgiyi kendi için faydalı hala getirir. Üst düzey devlet görevlilerinin bile sahip olamadığı kozmik bilgiler Gümüşhane’de herkes tarafından bilinir. Televizyonlara çıkan siyaset eleştirmenlerini şapkadan çıkartacak siyaset bilimciler var benim şehrimde.24 saatlik bir günün 8 saatini uykuya ayıran hemşerilerim gün içerisinde ortalama 4 saat hayatlarını geçirmek için mesai yapar, geri kalan 12 saat boyunca yukarıda bahsettiğim işlerle meşgul olurlar.
En vazgeçilmez uğraş ise eleştiridir. Daha doğrusu yukarıdaki bütün işler eleştiri mantığı içerisinde yapılır ve bu durumdan kimse rahatsız olmaz. Dedikodu kazanı öyle bir hale gelir ki eleştiri meclisinde söylenen yalanlara inananların sayısı saat ilerledikçe artmaya başlar. Avamdan olanların bu konuşulanlara itirazı sıkıntı oluşturmaya bilir lakin havâstan olanların inanması acı verici. Bu güne kadar çok fazla eleştiri meclisinde bulundum, lakin hiç katkı sunan bir eleştiriye denk gelmedim. Eleştiriler genellikle başkalarını suçlamak üzerine oluyor. Mesela Valiyi suçlamak, Belediye başkanını suçlamak ya da müdürleri suçlamak şeklinde oluyor. Ne yazık ki kimsede çözüm önerisi yok. Yetişkin bir Gümüşhaneli eleştirmen günde ortalama 1 vali 1 belediye başkanı 5 kurum müdürü ile birlikte bütün siyasi partileri de kapsayacak şekilde geniş bir eleştiri çerçevesine sahiptir.
Bu yüzden Bekri Mustafa misali bendeniz de çekildim kenara…
Bu arada not edeyim ki söylemlerin bütün bir Gümüşhane halkını kapsamamaktadır. İlgilileri için söylüyorum bunları. O yüzden yazdığım yazıları eleştiri meclislerinizde değerlendirirken bunu ölçüt yapın.
