enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp gümüşhane gümüşhane haberler
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bu Ayrılık Neden?

18.07.2024 17:53
0
A+
A-

Konumuz bugün Türklük ve Türkçülük olacak. Türkçülük, Türklükten ayrılamaz bir fikirdir ama bakıyorum da Türkçüler olarak kendi içimizde ayrılıklar oluyor. Yok Kemalizmdir, Atatürkçüsüdür, Gökalpçisidir, Gaspıralıcısıdır, Akçuracısıdır, Atsızcıdır vs. Elbette sevmediğimiz yönleri olacaktır bu saygıdeğer kişilerin ama bunları söylerken yumruğu, tabancayı “silah” olarak edinmektense kalemi tercih ederim. Atalar demiş ya: “Kalem, kılıçtan keskindir.” Küçükken, neden böyle demişler diye düşünürdüm hep. Ülkeler kılıç ve tüfenk ile fethedilir ancak kalem ile korunur. Türk tarihinden örnek verecek olursak İbn-i Sina, İbn-i Heysem, Cezeri, Ali Kuşçu, Kaşgarlı Mahmut, Osman Hamdi Bey, Naima, Fuzuli, Baki, Nedim, Taşlıcalı Yahya, Şeyhi, Ahmedi, Yunus Emre, Tapduk Emre, Güvenç Abdal, Hüseyin Fehmi Ataç, Mahmut Esat “Bozkurt”, Falih Rıfkı Atay, Refik Halit Karay, Ömer Seyfettin, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem, Tevfik Fikret, Namık Kemal, İbrahim Şinasi, Halide Edip Adıvar, Ahmet Rasim, Ahmet Haşim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Mehmet Fuat Köprülü, Reşat Nuri Güntekin, Cenap Sahabettin, Muallim Naci, Ziya Paşa, Recaizade Mahmut Ekrem, Faruk Nafiz Çamlıbel, Enis Behiç Koçyürek, Halit Fahri Ozansoy, Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Cevdet Kudret Solok, Ziya Osman Saba, Vasfi Mahir Kocatürk, Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Kenan Hulus Koray, Orhan Veli Kanık,  Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat Horozcu, Hüseyin Nihal Atsız, Nazım Hikmet Ran, Özdemir Asaf, Tomris Uyar, Turgut Uyar, Bilge Karasu, Emine Işınsu, Edip Cansever, Cemal Süreya, Abdürrahim Karakoç, Attila İlhan, Ferit Edgü vs. Liste uzar gider. Bu saydığım kişiler kalemin asıl mücadele aracı olduğunu anladılar. Süresi geldin mi tüfenke sarılmasını da biliriz ama şimdi sırası değil. Etrafta görüyorum. Savaşa hazır ve nazır bir tayfa var. Savaşı yaşamış kişiler savaşı asla istemez çünkü savaşın trajisini onlar bilir, savaşta milyonlarca insanın öldüğü, öldürüldüğü ve kazananın olmadığını herkes bilir. Kazanan silah fabrikaları olur ancak. O yüzden aramızdaki ayrılıklara son vermeliyiz ve bir bütün olmalıyız! Sevdiğim ve izlemenizi de tavsiye ettiğim bir film olan Kafes bir replik geldi aklıma: “ARTIK ELLER SİLAH DEĞİL KALEM TUTMALI!”

Yazarın Diğer Yazıları
BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.