Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gümüşhane İl Başkanı Süleyman Çiftçi, geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan tasarruf tedbirleri hakkında bir açıklama yaptı.
Bakan Şimşek’in açıklamalarını itiraf olarak yorumlayan İl Başkanı Çiftçi; “Hazine ve maliye bakanı Mehmet Şimşek bir basın toplantısı düzenleyerek ülke ekonomisini girdiği darboğazdan çıkaracak tasarruf tedbirlerini açıkladı. En azından ülke ekonomisini 22 yıllık yönetimleri sonunda “şahlandırmak” “uçurmak” bir tarafa, kendi ifadeleri ile ülkeyi “çerez parası”na muhtaç ettiklerini itiraf etmiş oldular” dedi.
Alınan tedbirleri ‘dağ fare doğurdu’ diye nitelendiren Çiftçi; “Merkez bankasının zararı 818 milyar lira, eksi rezervler eklenince 1 trilyon 137 milyar lira imiş ve merkez başkanımızın açıklamasına bakılınca “olur”muş böyle şeyler. Beğenmedikleri eski Türkiye’de kilogramı 1 TL olan ekmek bugünlük 40 liradan satılıyor. Halk için ekmekte artık lüks oldu. Onu da doyasıya yiyemiyor. Ülkemizde açlık sınırı 2024 yılı mart ayı hesaplamalarına göre erkek 5868 TL, kadın 4606 TL, genç 6279 TL ve çocuk 3345 TL olmak üzere toplam 20.098 liradır.
Asgari ücretin 17.002 lira, emekli aylığının 10.000 lira olduğu ülkemizde sıradan bir evin aylık kirası bu maaşların 2 hatta 3 katı olduğu göz önüne alındığında halkın Cumhuriyet tarihinde bu kadar yoksullaştığı görülmemiştir.
Her tarafından bereket fışkıran, üç tarafı denizlerle çevrili, tarihi, turistik yerleri çok, dört mevsimi, güneşi, doğal kaynakları sonsuz bu ülke insanını bu kadar yoksulluğa mahkum edebilmek için ya özel çaba sarf etmeli ya da çok beceriksiz politikalar uygulamalısınız.
Halkının sebze ve meyve alamadığı, pazar artıklarını toplamak için pazarın dağılmasını beklediği bir halkın yöneticilerinin devlet parası ile alınmış son model ve en pahalı araçlar ile konvoy yapıp ibadet etmeye gitmeleri, yapacakları ziyaretleri de tarifeli uçaklar yerine özel uçaklar ile yapmaları ve bunu da “itibardan tasarruf yapılamaz.” diye açıklaması dini bakımdan da insani bakımdan da hatta siyasi bakımdan da izah edilemez.
Halkın oyları ile seçilen belediye başkanlarının halkın hizmetine harcanması gereken paraları kendilerine şatafatlı makam odaları yaptırarak, kendilerine hep daha pahalı daha lüks makam araçları alarak ya da kiralayarak harcamak veya şeffaf olmayan şaibeli ihalelerle yandaşlara aktararak çarçur etmemelidir. Bugün ülkemizdeki makam araçlarının sayısı neredeyse tüm Avrupa ülkelerinin toplamına eşittir. Bu kadar savurganlık, devlet kesesinden harcanarak sürdürülen bu şaşaalı yaşam hiçbir şekilde normal karşılanamaz.
Asgari ücretleri düşük tutmak, emekli maaşlarını insanca yaşanabilir bir düzeye çıkarmamak, emekli maaşlarına zam yapmamak, çalışan işçi ve memurların işe gidip geldiği servisleri iptal etmek, çalışan annelerin çocuklarını emanet ettikleri kreşleri kapatmak tasarruf tedbiri olamaz. Bu uygulamalar çalışan emekçileri daha çok sıkıntıya sokmak, çalışan kadını çocuğu ve işi arasında tercih yapmaya zorlamak eve kapatmak demek olur ki ekonomimize fayda yerine zarar getirir” ifadelerini kullandı.
Avrupa ülkelerinin ekonomik gelişmişliğinin bizim ülkemizden kat kat fazla olduğuna işaret eden İl Başkanı Çiftçi; “Kişi başına düşen gayri safi milli hasılaları bizden kat be kat fazla iken bu ülkelerin yöneticileri, kirasını şahsen ödedikleri evlerinde ikamet etmekte işyerlerine bisiklet ile yürüyerek ya da toplu taşıma araçları ile giderken bizi yönetenlerin ibadet etmeye bile makam araçları konvoyu ile gitmeleri, giderleri devlet bütçesinden karşılanan saraylarda, konaklarda ikamet etmeleri, orman yangınlarında kullanılacak yangın söndürme uçakları yetersiz iken hangarlarda en lüksünden onlarca uçak bulundurmaları bu ekonomideki tasarruf tedbirlerini halk nazarında etkisiz kılmaktadır.
Tasarrufa başlanacak ise buralardan başlanmalıdır. Ayrıca “ihale yasası” rekabetçi hale getirilmeli ve şeffaf olmayan yöntemlerle ayrıcalıklı şirketlere ihale edilmesinden vazgeçilmelidir. Sayıştay devreye sokularak vergiler şeffaf bir şekilde denetlenmelidir. Vergi kaçakları önlenmeli, ayrıcalıklı şirketler ihdas edilerek uygulanan vergi affı, vergi muafiyetleri tamamen ortadan kaldırılmalıdır. Çalışanlardan nasıl fedakarlık bekleniyorsa yolcu garantili hava alanı işletmecilerinden, araç geçişi garantili otoyol ve köprülerden, hasta garantili şehir hastanelerinden, kur garantili mevduat sahiplerinden ve bunlara tanınan Amerikan doları kur garantilerinden de fedakarlık etmeleri sağlanmalıdır.
Hazine ve maliye bakanımızın da deyişi ile 85-90 milyon nüfusu olan koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçesi öyle çerez parası kadar tasarruflarla düzelemez. Açıklanan tasarruf tedbirleri öyle Cumhurbaşkanımızın dediği gibi “kapsamlı” değil bilakis oldukça sığ bir uygulamadır.
Eğer ülke ekonomisi gerçekten iyileştirilmek isteniyorsa bütün uygulamalarda adalet, liyakat ve şeffaflık ön planda olmalı, TÜİK gerçek enflasyon rakamlarını açıklamalı ücret tespitleri bu enflasyon rakamları göz önünde tutularak yapılmalı, işçiler üzerindeki sendika seçme veya sendikalı olmama baskıları ortadan kaldırılmalı, atamalardaki mülakat sistemi kaldırılmalı, üniversitelerin niceliklerini değil de niteliklerini artırarak üretim süreçlerine katılımları sağlanmalıdır” açıklamalarında bulundu.