Gümüşhane’nin merkeze bağlı Çorak köyü sınırlarında bulunan ve bir gece yarısı Trabzon’a içme suyu almak için geçtiğimiz yıllarda iş makineleriyle çalışma yapılan Çakırgöl’ün içi kurşunla dolarken, gölün su seviyesi 4 metreden fazla azaldı.
Hafta sonu bölgede doğa yürüyüşü etkinliği yapan Trabzon Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği (Doğa-Tarih) sporcularının zirvede olduğu anlarda yüzlerce mermi sesi duyulurken, dernek başkanı Gümüşhaneli akademisyen Doç.Dr. Coşkun Erüz, Çakırgöl’e ortalama her yıl en az 100 kilogram kurşun atıldığını savundu.
Trabzon’a alınan içme suyu nedeniyle gölün su seviyesinin önceki yıllara göre daha fazla azaldığını ifade eden Erüz, Çakırgöl gibi turistik göllerde peyzaj güzelliğinin korunması gerektiğini söyledi.
Sosyal medyada paylaşılan göl fotoğrafının altına sorulan bir soruya cevap veren Erüz, “Çakırgöl tükenmek üzere. Göl, Trabzon Büyükşehir Belediyesince içme suyu temini için kullanıldığından, bu yıl biraz fazla düzeyde su azalmasına maruz kaldı. Doğal göllerin öncelikle, ekolojik özellikleri, Çakılgöl gibi turistik bir göl ise peyzaj güzelliği korunmalı ve su ve çevre kirliliği mutlaka önlenmelidir. Gel gör ki Çakılgöl de en fazla çevre kirliliği piknikçilerin plastik ve atıklarından daha çok atılan mermi kovanları ve ne yazık ki direkt göle düşen yada yamaçlardan yağmur suları ile yıkanıp, çözünüp göle karışan mermi kurşunları. Görünen o ki göle yılda en az 100 kg kurşun atılıyor” dedi.
Göle atılan kurşunların yıllarca kalarak çözünüp suya karışarak çevre ve insan sağlığı için ciddi tehlike oluşturduğunu dile getiren Erüz, “Kurşun en tehlikeli ağır metallerin başında geliyor. İnsan vücudunda birikerek uzun vadede kronik ve çok ciddi hastalıklara neden olan bir kirleticidir. Gel görki Çakılgöl yüzlerce kg kurşun dolu ve o suyu Trabzon insanı içiyor, suda kurşun vd ağır metal vd kirleticilerin düzeyi ne bilmiyoruz. Umuyorum belediye ve ilgili kurumlar gerekli analizleri sürekli yapıyor, kurşun vd kirleticilerin risk oluşturacak seviyede olmadığını belirliyordur” diye konuştu.
Hafta sonu 3 bin 82 metrelik rakımıyla Zigana Dağlarının en yüksek zirvesi olan Deveboynu Zirve Tırmanışı gerçekleştirdiklerini kaydeden Erüz, Antik çağdan (Anabasis) günümüze önemli ve yüksek bir geçit olan Deveboynu Boğazı, eteğinde Çakırgölü barındıran bölgenin en fazla mitolojik hikaye, kutsiyete (Ziyaret tepe ve Çakırgöl) sahip dağı olduğunu belirterek, bölgeyi işgal eden Rus kuvvetlerine karşı Osmanlı-Türk askerlerince oluşturulmuş en yüksek ve 4 kilometrelik uzunluğuyla en uzun askeri siperlere, hendeklere, yaşam alanlarına sahip olan Deve Boynu Dağına tırmanarak bu topraklar için kanını akıtan, canını veren, ecdadı dua ile yad ettiklerini, Deveboynu zirve tırmanışının coğrafyayı , tarihi ve mitoloji-efsaneleri bilerek gezenler için özel ve güzel bir etkinlik olduğunu söyledi.
