Tarihi İpek Yolu üzerindeki en zorlu geçitlerden birisi olan Zigana Dağı geçidinde yıllardan beri bölgeden beslenen kuzuların etinden işlenmeden, marine edilmeden yapılan “pirzola” yumuşacık dokusu ve lezzetiyle damak çatlatıyor.
Gümüşhane’nin Torul ilçesi sınırlarında bulunan ve denizden 2 bin 50 metre yüksekliği, kışın karı ve tipisi, yazın da yeşiliyle bilinen zorlu Zigana Dağı Geçidinde yıllardan beri insanlara işlenmemiş kuzu etinden yapılan pirzola satılıyor.
Eski Gümüşhane-Trabzon karayolu üzerinde yer alan ve hem Trabzon hem de Gümüşhane’den 45 dakikada ulaşılabilen geçitte faaliyet gösteren 6 işletme atalarından öğrendikleri şekilde kuzu etlerini hiçbir şekilde marine etmeden, katkı maddesi kullanmadan direk mangal ateşinde pişirip servis ediyor.
Zigana’nın sert havası, tadına doyulmayan suyu ve eşsiz manzarası eşliğinde kuzu etini yemek için insanlar yollarını değiştirip bölgeye gelirken özellikle Trabzonspor’un maçını izlemek için kente gelen çok sayıda sporsever de Zigana’da et yemeden dönmüyor.
Zigana geçidindeki kayak merkezinde işletmecilik yapan ve bu lezzeti insanların beğenisine sunan Abdullah Eroğlu, tarihin her döneminde Zigana’nın etinin meşhur olduğunu söyledi.
“Aynı eti dışarılarda bu kadar keyifli ve lezzetli bir şekilde yiyemezsiniz”
Türkiye’de hemen her ilde “Zigana” ismiyle et üzerine bir sürü lokanta olduğunu ifade eden Eroğlu, “Zigana Dağında yenilen bu etler ise bu coğrafyada yetişiyor. Bu dağdaki kekiği, çiçeği, otu otlayarak tamamen doğal bir şekilde yetişiyor. Biz de onları oradan direk işlenmemiş bir şekilde tüketiciye ulaştırıyoruz. Herhangi bir marina, herhangi ekstra bir işlem görmüyor. Doğal olarak direk insanların önüne geliyor. Etin bir artı yönü de hem doğal olması hem de Zigana’nın havasında bu etin daha güzel yenmesi var. Aynı eti dışarılarda bu kadar keyifli ve lezzetli bir şekilde yiyemezsiniz. Manzara, hava, su bunların birleşimini Zigana’da bulabiliyorsunuz” dedi.
“Bölgeye gelen insanlardan “Zigana’ya çıkıp bir et yiyelim” diyerek yollarını değiştirenler var”
Sadece et yemeye gelen, duyup tatmaya gelen çok sayıda misafir ağırladıklarını kaydeden Eroğlu, “Zigana’da daha çok küçükbaş hayvandan yapılan etler tüketiliyor. Çoğu insan küçükbaşı restoranlarda çok tüketmiyor. Ama burada kuzu etinin tadına bakan “Et böyle bir şey miymiş?”, “Kuzu eti şöyle miymiş, böyle miymiş?” deyip insanların aklında nasıl bir yer ettiyse o tada bakınca çok daha güzel tepkiler veriyorlar. Özel günlerde mesela buralara gelen veya bu yakın bölgeye gelen insanlar mutlaka “Zigana’ya çıkıp bir et yiyelim” diyerek yollarını değiştirenler var. Trabzonspor maçına gelip Zigana’ya çıkanlar tarzında çok gelen giden oluyor” diye konuştu.
“İnsanlar bu manzarada bu lezzetleri tatmak için kilometrelerce yol geliyor”
Tarihi İpek Yolu’nun en zorlu geçitlerinden birisi olan Zigana’nın 2 bin 50 metre rakımlı geçiş noktasında 6 işletme olduğunu ve sadece buradaki işletmelerde yıllık yaklaşık bin 500 koyun ve kuzunun tezgahtan geçtiğini dile getiren Eroğlu, Zigana’da işlenmemiş kuzu etine talebin 4 mevsim olduğunu belirterek, “Zigana’nın yazı ayrı, güzel kışı ayrı güzel. İnsanlar bu manzarada bu lezzetleri tatmak için kilometrelerce yol geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Bölgedeki popüler yerlere bakıldığında Zigana’da fiyatların onlara göre yarı yarıya olduğunu belirten Eroğlu, “Yeri geldiğinde yarısının da altında kalacak rakamlara insanlar bu lezzeti satabiliyor. Kayak sezonu başladığında hafta sonu yerli olarak aşırı bir yoğunluk var. Araba çekmeye yer kalmıyor. Ama son 1-2 yıldır Körfez ülkelerindeki misafirler hafta içini keşfettiler. Daha sakin ve kendilerini daha özgür hissediyorlar. Hafta içi de güzel bir talep oluşuyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.