Eğitim-Bir-Sen Gümüşhane Şube Yönetim Kurulu Sendika Binasında “Öğretmenlik Meslek Kanunu” beklentileri karşılayacak şekilde çıkmasıyla ilgili basın açıklaması yaptı.
Sendika adına açıklamayı gerçekleştiren Eğitim-Bir-Sen Gümüşhane Şube Başkanı Habib Tanış, insanın özünü keşfetmeye, kişiliğini inşa etmeye yönelik en büyük eyleminin eğitim olduğunu, eğitimin başaktörünün öğretmen, insanlığın kadim ve vazgeçilmez mesleklerinden birisinin de öğretmenlik olduğunu hatırlattı.
Öğretmenin çocukların şuur sermayesini artırmanın, idrakini geliştirmenin, varoluşun sırrına ermenin, hikmeti keşfetmenin rehberi olduğunu kaydeden Tanış, Türkiye’de fiili olarak görev yapan öğretmen sayısının 1 milyon 200 bini aştığını fakat öğretmenlerin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar olan her aşamayı içeren, öğretmenlik mesleğini bütün olarak ele alan bir kanunun olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu vurguladı.
“Uluslararası standartlara uygun bir kanun olarak düzenlenmesini bekliyoruz”
Eğitimde örnek gösterilen ülkelerde olduğu gibi öğretmenliğin kamu sistemi içerisinde eğitim-öğretim hizmetleri sınıfı kariyer mesleğine uygun bir kanuna kavuşturulmasının artık daha fazla ertelenmemesi gerektiğinin altını çizen Tanış, “Kanaatimizce öğretmenlerin itibarının daha da artması, haklarının korunması; yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi için Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun ivedilikle yürürlüğe konulması elzemdir. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması hedefine 11. Kalkınma Planı’nda ve Bakanlığın 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nde yer verilmesinin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen, ne yazık ki öğretmenlerin mesleklerini, hak ve yetkilerini koruyup geliştirecek nitelikte bir meslek kanunu beklentisi hâlâ karşılanamamıştır. Çıkarılıp yürürlüğe konulacak kanunun hedefler ve gerçekler bağlamında uluslararası standartlara uygun bir kanun olarak düzenlenmesini bekliyoruz. Bu mümkündür, beklenti de bu doğrultudadır. Aksi hâlde yapılacak çalışma anlamsızlaşır. Medeniyetimizin yüklediği değeri sosyal ve ekonomik statü açısından gerçekleştirecek kanun, öğretmenin itibarını hem korumaya hem de yükseltmeye yaramalıdır. Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkili sendikası olarak, gerek akademik yayınlar gerek raporlar gerekse alan taramalarıyla Öğretmenlik Meslek Kanunu için nelere ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyduk. Çağın gereklerini ve öğretmenlerimizin beklentilerini karşılayacak şekilde 2018 yılında hazırladığımız “Öğretmenlik Meslek Kanunu İhtiyaç ve Öneriler” başlıklı raporumuzla genel çerçeveyi çizdik. ‘Meslek kanunu, öğretmene destek kanunu olmalı’ diyerek beklentilerimizi ifade ettik. ‘Nasıl bir meslek kanunu olmalı, meslek kanununda neler yer almalı’ sorularının cevabını bir eğitim sendikası olarak verdik” dedi.
“24 Kasım’da en büyük müjde Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun TBMM gündemine getirilmesidir”
Öğretmenler olarak beklentilerinin özlük haklarının tanımlanması ve geliştirilmesi, kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik ayrımının ortadan kaldırılması, resmî eğitim kurumlarındaki bütün öğretmenlerin kadrolu olarak istihdam edilmesi, meslekte ilerlemelerini sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesi, istihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere zorunlu hizmet gibi zorlayıcı dayatmalar yerine teşvik edici uygulamaların getirilmesi, eğitim kurumu yöneticiliğinin eğitim-öğretim sınıfı içinde ama ikincil görev olmaktan çıkarılarak müstakil bir kadro olarak düzenlenmesi, yöneticilik süreçlerine geçiş ve statüsü ile bu pozisyonlardaki mali, özlük ve sosyal hakların da mutlaka meslek kanununda tanımlanması, resmî veya özel öğretim kurumu ayrımı yapmaksızın bütün öğretmenleri kapsayan bir meslek kanununu hayata geçirilmesi olduğunu ifade eden Tanış, “Meslek kanunu, içeriği itibarıyla öğretmenlerin atamadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim imkânlarından kariyer basamaklarına erişime, ehliyetten liyakate kadar ayrımcılık ya da ayrıcalıktan uzak, objektif hükümler ihtiva etmelidir. Öğretmenin itibarının, statüsünün, hak ve imkânlarının, fırsat ve yetkilerinin artırılmasına dayanak yapılması gereken bir kanun, mevcudun tekrarına ve statükonun devamına barınak olursa akıtılan ter de söylenen sözler de hükümsüz ve değersiz hâle gelir. Özellikle meslek kanununda öğretmenlerin ve eğitim kurumu yöneticilerinin mali durumunun, hak, yetki ve sorumluluklarının hedeflenen amaca uygun gerçekleştirilmesi umulurken, bütün bunlar kamu maliyesi dengesi, bütçe olanakları ve benzeri bahanelerin arkasına sığınılarak es geçilecek olursa eğitimde istenilen başarıların da meslek kanunundan beklentinin de sağlanamayacağı bilinmelidir. Zaman, vaatleri gerçeğe dönüştürme, hedefleri sonuca ulaştırma zamanıdır. Öğretmenin özlük haklarını ve yetkilerini genişletecek, ona destek olacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması beklentisi artık karşılanmalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, belirttiğimiz hususlar temelinde katkı ve destek sunacağımızı bu vesileyle bir kez daha temin ve teyit ediyor; siyasi iradeyi, TBMM’yi ve Millî Eğitim Bakanlığı’nı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu bir an evvel hayata geçirmek konusunda adım atmaya çağırıyoruz. 24 Kasım’da öğretmenlerimize verilebilecek en büyük müjde, özlük haklarını koruyup geliştirecek, çalışma şartlarını iyileştirecek, uğradıkları şiddeti önleyecek, sorunlarına çözüm üretecek ve mesleklerinin itibarını hak ettiği yere taşıyacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun TBMM gündemine getirilmesidir” şeklinde konuştu.