Gümüşhane’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yayımlanan kutlama mesajları.
VALİ ALPER TANRISEVER
“Hayatın her alanında, sevgiyi, fedakârlığı ve duyarlılığı temsil eden kadınlarımız, huzurlu bir toplumun temel taşlarıdır. Başta aile olmak üzere toplumun her katmanında en önemli yapı taşı olan, hayatımızın her anını güzelleştiren, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum.
Ülkelerin kalkınması ve gelişmesini hazırlayan, sağlıklı nesillerin yetişmesinde önemli bir yere sahip olan kadınların hak ettiği yere gelebilmesi büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde kadın-erkek eşitliğinin sağlanmış olması, sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, kısacası toplumsal yaşamın tüm alanlarında erkeklerle eşit haklara sahip olması ve bu hakların pozitif ayrımcılıkla zenginleştirilmesi de kadınlara verilen değerlerin bir diğer ifadesidir. Bu sebepledir ki, çocuklarımızın ilk öğretmeni ve yarınlarımızı inşa edecek nesillerimizi yetiştirecek olan kadınlarımızın daha iyi eğitim almasını sağlamak, toplumun her alanında hak ettiği saygı ve sevgiyi göstermek, onları korumak bizim en asli görevlerimizdendir.
Bu duygu ve düşüncelerle; yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren, üreten, eğiten, yetiştiren ve özverinin timsali olan başta şehit ve gazi annelerimiz ile eşleri olmak üzere dünyayı sevgi ile dolduran tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”
GÜMÜŞHANE MİLLETVEKİLİ MUSA KÜÇÜK
“Kadınlık onurunu, insanlığın onuru mertebesinde görmeden atılacak hiçbir adım amaç ve hedefine ulaşamayacaktır.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü; ihlali imkansız bir hakkı muhafaza, aşama aşama büyüyen bir mücadele azmini müdafaa, hepsinden önemlisi insan olmaktan kaynaklanan kazanımların muasır ve muazzez seviyelere taşınma iradesini simgelemektedir.
Aynı zamanda 8 Mart, dalga dalga yayılarak küresel boyuta ulaşmış bir farkındalığın, eşitlik bilincinin ve sosyal uyanışın da miladıdır.
Toplumsal huzur ve barışın önşartı ayrımcılığın reddi, cinsiyetçi saplantının dışlanarak kenara itilmesidir.
Kadın haklarının, en tabii insan hakkı olduğu gerçeğini kabullenmeden söylenecek her söz boşluğa düşecek, her teklif anlamsız kalacaktır.
Kadınlara yönelmiş şiddet durmadan, masumları katledenlerin ürediği bataklık kurutulmadan medeniyet ve gelişmişlikten bahsetmek kara mizah olmasının yanı sıra insan aklıyla alay etmektir.
Şu yalın gerçeği unutmayalım ki, kadın aile ve toplumsal ilişkilerin direği, nirengi noktasıdır.
Kahraman ve fedakar Türk kadının hak ettiği yerlerde olması, layık olduğu sosyal, siyasal ve ekonomik sıçramalar yaşaması bizim tehir edemeyeceğimiz bir gayedir.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, nerede yaşarsa yaşasın ülkemizin tüm hanımefendilerine en iyi dileklerimi sunuyorum.
Aziz şehitlerimizin muhterem annelerine en derin hürmetlerimi bildiriyor, şiddet ve cinayete kurban giden tüm kızlarımızı, kadınlarımızı rahmetle anıyorum.”
REKTÖR PROF.DR. HALİL İBRAHİM ZEYBEK
“8 Mart Dünya Kadınlar Günü, dünyanın dört bir yanındaki kadınların gücünü ve ilham verici varlıklarını sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi başarılarını anma ve kutlama günüdür. Bu özel günde, kadınların tarih boyunca kazandığı zaferleri ve kadın hakları mücadelesindeki ilerlemelerini gururla ve övgüyle anıyoruz. Kadınlarımız, toplumumuzun temel direklerinden birini oluşturuyor. Güçlü, zeki ve özverili kadınlar, her zaman hayatımızı şekillendirmiş, ailelerimizi güçlendirmiş ve toplumlarımızı ileriye taşımışlardır. Onların cesareti ve kararlılığı, dünyayı daha adil ve eşit bir yer haline getirmek için ilham verici bir örnek teşkil etmektedir. Kadınların her alanda var olma haklarına saygı duyuyor, yaşamları boyunca karşılaştıkları engelleri aşmaları ve hayallerini gerçekleştirmeleri için mücadele eden tüm kadınların yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Cinsiyet ayrımcılığına son vermek ve kadınların toplumdaki yerini güçlendirmek için birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Toplumumuzda kadınların daha fazla temsil edildiği, eşit fırsatlara sahip olduğu ve herkesin potansiyelini gerçekleştirebildiği bir gelecek için çalışmaya devam etmeliyiz. Onların gücü ve azmi, dünyayı dönüştürmeye devam edecektir.
Bu özel günde, şehitlerimizin anneleri ve eşleri ile Gazze’deki kadınlar başta olmak üzere tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.”
GÜMÜŞHANE BAROSU BAŞKANI AV. METİN ASLAN
“8 Mart; ailede, toplumda, siyaset, sosyal ve ekonomik alanlarda eşitliğin sağlanması, emeğin sömürüsünün ve ayrımcılığın sonlandırılması, kadının insan haklarının ihlal edilmesinin önlenmesi için; eğitim, kültür, ekonomik ve hukuk alanlarında gerekli çalışmaların yapılması taleplerini yükselttikleri mücadele ve dayanışma günüdür. Bu nedenle kadın mücadelesi aynı zamanda eşitliğin, özgürlüğün ve demokrasinin mücadelesidir.
Hak savunucusu olarak bizler; uzun mücadeleler sonucu elde edilmiş Kadın hakları kazanımlarından vazgeçilmesine yönelik her türlü girişime karşı, bu mücadeleyi dünden daha büyük bir inanç ve dayanışmayla sürdürmeye kararlıyız.
Kadına saygı, değerlerimizin, gelenek göreneklerimizin, tarihimizin, sosyal hayatımızın tabii bir sonucudur. Türk tarihinde kadın daima etkin ve önemli rol üstlenmiştir. Türk kadınının bu etkin rolü Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra da toplumsal hayatın her alanında yerini almıştır. Gazi Mustafa Kemalin de dediği gibi “Ey kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
Bu duygu ve düşüncelerle yaşamımızın her anında varlıklarıyla onurlandığımız, eğiten, yetiştiren, yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren; ailenin ve toplumun temel taşı annelerimizin, şehit ve gazilerimizin eş ve annelerinin, üreten, emek veren, dünyayı sevgi ile dolduran tüm emekçi kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz saygılarımızı sunuyoruz.”
GÜMÜŞHANE TÜRK KADINLAR BİRLİĞİ BAŞKANI NERMİN DABAĞ
“8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların tarih boyunca mücadele ettiği haklarını hatırlamak, kutlamak ve ileriye taşımak için bir fırsat sunar. Kadın hakları konusunda dünya çapında verilen önemin artmasının sonuçlarından birisi olarak 1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kabul etmiştir. Bugünü kutlamanın nedeni, kadınların toplumda ve dünyada oynadıkları kritik rolü vurgulamaktır.
Kadınlar, tarih boyunca toplumun temel taşları olmuşlardır. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş savaşı sırasında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında fedakarlıklarıyla yeniden devlet kurma yükünü paylaşan Türk kadının dünyaya örnek teşkil edecek şekilde yetişmesi ve toplumsal hayat içerisinde yerini alması için döneminin en ileri adımlarını atmıştır. Türk kadınına verilen haklar Cumhuriyetimizin önemli kazanımlarından biri olmuştur. Eğitim, bilim, kültür, sanat, siyaset, ekonomi ve spor gibi her alanda büyük başarılar ortaya koyan kadınlarımız, annelik gibi manevi rollerin yanında bugün toplum içerisinde söz sahibi olmanın da haklı onurunu yaşamaktadır. Ancak, hala birçok alanda eşitsizlikler ve adaletsizliklerle karşı karşıyadırlar. Bu nedenle, kadınların toplumda hak ettikleri yeri alabilmeleri için sürekli olarak çalışmamız ve mücadele etmemiz gerekmektedir. Aile kurumunun temeli, değerlerimizin temsilcisi, taşıyıcısı ve koruyucusu olan kadınlarımızın, hayatın bütün alanlarına etkin bir şekilde katılmalarına imkan sağlayacak şartları hazırlamak toplumumuzun temel ve ortak sorumluluğudur.
Bugünün önemi sadece 24 saatlik bir süreyle sınırlı değildir. Kadınların toplumdaki yerinin her zaman hatırlanması ve desteklenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bugünü bir kutlama günü olmakla beraber bir farkındalık günü olarak da görmeliyiz.
Bu özel günde tüm kadınlarımıza hak ettikleri saygı ve değerin gösterildiği güzel günler temenni ediyorum. Şehrimizdeki, ülkemizdeki ve tüm dünyadaki kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.”
İYİ PARTİ İL GENEL MECLİSİ ÜYESİ ADAYI SONEL YAŞAR
“Ülkemizde ve Dünya genelinde 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanıyor. Kadınların toplumsal hayattaki eşitliği ve adaleti açısından bugün, oldukça önemlidir. Dünyayı her zaman güzelleştiren ve yaşanılabilir hale getiren kadınların gününü kutlayarak derleyici ve toparlayıcı, ailenin sevgi ve merhamet merkezi olan kadınlarımız siyaset alanında da aynı etkiyi gösterecek.
100.yılında Cumhuriyetimizin en büyük itici gücü kadının toplumdaki değişimi ile sosyal kültürel ve ekonomik alandaki etkin rolü oldu. Türk kadınının gücünü gören, değerini anlayan ve hakkını teslim eden Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Türk kadınının umudu olmuş, cumhuriyetle birlikte Türk Kadını da ülkenin geliştirici gücü olmuştur.
Türk kadını 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu’yla eğitim hayatında eşitliğe, 1926 yılında Medeni Kanun’la aile ve toplum hayatında eşitliğe, 1934 yılında seçme ve seçilme hakkıyla siyasi alanda eşitliğe, 1936 yılında İş Kanunu’yla da çalışma hayatında eşitliğe kavuştu. Medeni dünyanın demokrasiye o günün şartlarına göre en uygun diye tariflenen hiçbir devletinde henüz bu kanunlar yok iken genç Türkiye Cumhuriyeti’nde kanun çıkmakla kalmadı, uygulamaya da geçildi.
Biz gençlere ve kadınlara Atatürk’ün emaneti olan Cumhuriyetimizde her alanda olduğu gibi siyaset alanında da etkin olmak adına İl Genel Meclisi Adayı olarak sizleri saygı ile selamlıyor ve bu vesile ile 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.”
KENT KONSEYİ KADIN MECLİSİ BAŞKANI ARZU AY
“8 Mart Dünya kadınlar günü Kadın Hakları Savunusudur… Kadınların kısa mesai süresi ve yüksek maaş ve seçme hakkı istemesi ile başlamış olan eylemler, 16 Aralık 1977 yılında 8 Mart’ın Dünya kadınlar günü olarak ilan edilmesine sebep olmuştur. Aslında işçi hareketine dayanan bu eylemler kadınların siyasette ve ekonomide kat ettikleri mesafenin kutlandığı tarihtir. Günümüzde erkekler öldürdüğünde yaşamı korumak için savaşmak biz kadınlara düşüyor. Engelleri yıkmayı ve tüm kadınların değer gördüğü ve saygı duyulduğu ortamlar yaratmayı hedeflemek gerek. Dünya genelinde yaratılan çatışmalar ve savaşlardan, şiddet ve krizin yükünü kadınlar taşıyor. Çıkan savaşlarda tecavüze, şiddete, köle gibi satılmaya, ağır saldırılara, zorla evlendirilmeye maruz kalıyor. Türkiye’de Anayasanın 10’uncu mad. 1. fıkrasında herkesin kanunun önünde eşit olduğu güvence altına alınmıştır ve devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Cinsiyete dayalı ayrımcılık yasaklanmıştır. Bir toplumda, yalnız bir kesim haklardan yararlanıyor ve diğer kesim engelleniyorsa o toplumun ve ülkenin başarısızlığının sebebi kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurlu davrandığımızdandır Mustafa Kemal Atatürk.”
TÜRK KADINLAR BİRLİĞİ GÜMÜŞHANE ŞUBESİ ONURSAL BAŞKANI AYNUR ÇUBUKÇU
Yazıma şu sözlerle başlamak istiyorum “Türk Kadını olmakla gurur duyanlardanız biz, Ülkemizi sevip, çalışanlardanız biz,”
Bu günün. Türk Kadınları için iki önemi vardır. Birincisi, 5 Aralık 1934’de Türk Kadınına siyasal hakların verilişidir. İkincisi ise, Birleşmiş Milletlerde Genel Kurul Kararı ile Mart 1975’te Türkiye’de kabul edilen Dünya Kadınlar Günü ve Kadın Yılıdır.
8 Mart eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı, kadınların toplumsal ve ekonomik sorunlarının haykırdığı ve çözüm için birleşmenin zorunluluğunun vurgulandığı bir gündür.
8 Mart, eşitlik ve haklar için mücadele eden kadının. toplumsal konumunun değerlendirildiği, sorunların tartışıldığı ve yeni çözümlerin belirlendiği, uluslararası bir dayanışma günüdür.
Toplumun diğer yarısını teşkil eden biz kadınların, çağdaş haklarının, hayata getirilmesi gerektiğinin bir kat daha arttığı günümüzde, 8 Martların kutlanması daha büyük önem kazanmıştır.
Çünkü, biz kadınlar, bu gün, dünden daha çok söz hakkı istiyoruz. Siyasal katılım istiyoruz.
Kısaca toplumsal sorumlulukların paylaşımına talibiz ve erkeklerle omuz omuza ve eşit konumda olmak istiyoruz.
Demokrasi ile kadın haklarının iç içeliği inkâr edilemez bir gerçektir. Bu durumda, kırsalda ve kentte, tüm kadınlarımız ileri, çağdaş ve katılımcı bir konuma gelebilmeleri için laikliğin ve demokrasinin savunucuları olmaları, gerek yasalarda, gerekse kadının sosyal statüsünde, yapılması gereken her türlü eşitliği sağlayıcı gelişme için yalnız 8 Martlarda değil 365 gün boyunca, mücadele vermeleri gerekmek tedir.
Çünkü:
– Biz kadınların düşünce zenginliğinden yararlanılmaksızın ilerlemek imkânsızdır.
– Biz kadınların, desteği ve sevgisi olmaksızın barış ve demokrasinin kazanılması imkânsızdır.
– Ve biz kadınların, katılımı ve çabası olmaksızın, lâik ve çağdaş toplumun kurulması gerçekleştirilemez.
Tıpkı, Cumhuriyetimizin ilk yıllarında olduğu gibi, bu günde aynı şevk ve heyecanla, lâik ve çağdaş toplumumuzun mimarı Atatürk’ün ilke ve devrimlerine sahip çıkacağımıza söz veriyor ve
tüm kadınlarımızı hu mücadele için birlikte olmaya çağırıyorum.
Diyorum ki; “Dünyanın hiçbir milletinin kadını, “Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim” diyemez.
Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kanallarını kadınlarımız işlemiştir.
Çift süren; tarlayı eken, kağnısını ve kucağında ki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, o yüce, o fedakar, o ilahi Anadolu kadını olmuştur.
Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim.
Türk kadını kendisine tanınan bütün haklara layık olduğunu, hem söz konusu hakların tanınmadan önce asaleten ve kahramanlığı ile hem de bu haklar tanındıktan sonra, kısa zamanda, çeşitli mesleklerde gösterdiği başarılarla kanıtlamıştır.
NENE HATUN, HALİDE ONBAŞI, NEZAHAT ONBAŞI, ŞERİFE BACI, ERZURUMLU KARAFATMA, HALİME ÇAVUŞ, İZMİRLİ BİNBAŞI AYŞE, TARSUSLU ADİLE ONBAŞI, NAZİFE KADIN, DOMANİÇLİ HABİBE… VE DAHA BİNLERCESİ… KURTULUŞ MÜCADELESİNDE ERKEĞİ İLE OMUZ OMUZA CEPHEDE YERİNİ ALIP CEPHEDEN SAVAŞA MERMİ TAŞIYAN, YARALI ASKERLERİ TEDAVİ EDEN, SİLAH VE GİYECEK İMAL EDEREK vatanımızın kurtuluşunda büyük payı olan kahraman Türk kadınlarımızın ve tüm kadınlarımızın Kadınlar Günü kutlu olsun.
Şiddetin olmadağı, kadın cinayetlerinin işlenmediği, tacizlerin olmadığı nice 8 Martlar diliyorum.