Yahya Kemal Beyatlı’nın gözünde ve gönlünde Malazgirt ve Sultan Alparslan…
Kadim Türk şiirinin köşe taşlarından biri olan, İstanbul sevdalısı büyük şair Yahya Kemal Beyatlı, 1942’de İstanbul’da Beyoğlu Halkevi’nde verdiği “Türk İstanbul” başlıklı bir konferansta “Malazgirt Meydan Muharebesi, Rum Selçuklu Devleti’nin kurulmasına sebep olan vak’a olmadan ibaret değildir, tesiri itibariyle vatanın temeli o muzafferiyettir. Bu itibarla bizce kudsiyetinin hududu olmayan bir hadisedir. Bu Türk muzafferiyetini Avrupa müverrihleri da ayrıca cihan tarihinin bir dönüm noktası sayarlar. Çünkü Türklerin Avrupa ile göğüs göğüse asırlarca sürmüş olan mücadelesi oradan başladı. Haçlı Seferleri tarihini en yeni usulde yazan müverrih Grousset, Haçlı Seferlerini kımıldatan sebebin 1071’de Malazgirt’te Türk hakanı Alparslan’ın Bizans İmparatorunu orada mağlup edip esir etmesi olarak gösteriyor. Bu muharebenin cihan tarihini sarsan böyle derin bir tesiri olmuştur.” demektedir.
Türk tarihine yepyeni ve şahsına münhasır (özgün) bir nazarla bakan şair Yahya Kemal Beyatlı, Malazgirt Zaferini “Tarihin Milâdı” olarak görecek kadar kıymetli bulmuştur. Bu milâdı gerçekleştiren Sultan Alparslan için arûzun “mef’ûlü / fâilâtü / mefâîlü / fâilün” vezninde “Alparslan’ın Rûhuna Gazel” adlı şiirini yazmıştır. Şair Beyatlı, o şiirde şu duygu ve düşüncelere yer vermiştir: “İklîm-i Rûm’u tuttu cihangîr savleti,/Târîh o işde gördü nedir şîr savleti…”(Anadolu’yu, dünyayı fetheden büyük bir hükümdarın şiddetli hücumu tuttu, zapt etti. Tarih bu zapt edişte aslan hücumu ne imiş gördü.) “Titretti Arş ü ferşi Malazgird önündeki/Çûş u hurûş-ı rahş ile şemşîr savleti…” (Malazgirt önündeki gösterişli atların ve kılıçların coşkulu hücumu, Arş’ı ve ferşi yani tüm âlemi titretti.) “On yılda vardı sâhil-i Kostantaniyye’ye,/Tekfûrlar diyârını teshîr savleti…” (Tekfurların, yani Bizans valilerinin diyarını boyun eğdiren hücum, on senede İstanbul sahiline vardı.) “Ey şanlı cedd-i ekberimiz, âb-ı tîgının,/Bî-hadd imiş güneş gibi tenvîr savleti…” (Ey şanlı büyük dedemiz Alparslan! Senin kılıcının suyunun nur saçma kudreti, güneş gibi sonsuz-hudutsuz imiş!..) “Tasvîr eder mi böyle şehinşâhı ey Kemâl,/Şimşekten olsa şi’rde tâbîr savleti?” (Ey Kemal, şiirde ifade gücü şimşekten olsa bile, böyle bir şahlar şahını tasvir edebilir mi?)
Malazgirt ulularını yüceltmek ve hakkını teslim etmek niyetiyle “Ben de yazdım”
Malazgirt Zaferi’yle ilgili şiir yazanlardan, kalemini bu zaferle şereflendirenlerden biri de naçizane benim. Vaktiyle kaleme aldığım “Malazgirt Destanı” adlı şiirimde bu zafere dair şu hamasî duygulara yer vermiştim: “Yıllardan bin yetmiş bir, aylardan ağustostu/Malazgirt Ovası’nda düşmanlar nefret kustu/Bizans’ın üzerine hücum emri verildi/O gün kanlı ovada ne hesaplar görüldü/Haykırdı koca yiğit, inledi yerler gökler/Kılıç şakırtısını dinledi yerler gökler/Serdengeçti yiğitler atıldı dört bir koldan/Menzile yürüdüler ceddin geçtiği yoldan/Göz gözü görmez oldu meydandaki dumandan/Zafer narası attı soylu yiğit, kumandan/Yaktılar her ne varsa, savurdular külleri/Karşılarında durdu karakter heykelleri//Alparslan’ın ordusu atıldı seller gibi/Yalınkılıç koştular kasırga, yeller gibi/Arkasına bakmadan yürüdü alperenler/Küçük dilini yuttu, yiğitleri görenler /Giydiği elbiseler şehide kefen oldu/Ruhlar semaya vardı, arda kalan ten oldu/Malazgirt Ovası’nda dillendi dağlar taşlar/Bizans ordularında öne eğildi başlar/Dualı ağızlardan eksik olmadı tekbir/Birlikte haykırdılar: Hakikat bir, Allah bir /Bizans’ın askerleri önümüzde diz çöktü/Karanlığın ardından beklenen şafak söktü/Geceyi böldü şimşek, parladı gözün feri/Cenab-ı Hak Türklere nasip etti zaferi/Ruhlarını İslâm’ın harcında yoğurdular/Oymakla yola çıkıp bir millet doğurdular /Karanlığın ardından bir mübarek tan oldu/Şehitlerin kanıyla coğrafya vatan oldu/Coşkun bir sel gibiydi Malazgirt’te atlılar/Mesafeyi yok saydı, rüzgârdan kanatlılar/Canını siper etti yiğit subayı, eri…/Açılmamak üzere, kapattık bu defteri/Peygamberin övdüğü bu milletti, bu millet/Bize göre değildi onursuzluk ve zillet/O gün Anadolu’nun kapıları açıldı/Şehitlerin üstüne ne rahmetler saçıldı/Malazgirt deyip geçme, zaferlerin hasıdır/Esaret kor ateştir, sinelerin pasıdır/Bu zaferin ardından tarihe mühür vurduk/Bu kutlu topraklarda nice devletler kurduk/Kabımıza sığmayız, bize dardır Malazgirt!…/Anadolu’yu açan anahtardır Malazgirt!…”
Hulâsa-i kelâm yahut netice niyetine…
Yarınlarımızın teminatı olan gençlerimize millî ve manevî şuur kazandırabilmek için “Malazgirt Zaferi” şiirden tiyatroya, hikâyeden romana kadar edebî eserlerde daha çok yer almalıdır. Fakat bu yapılırken nicelikten çok, nitelik esas alınmalıdır. Aksi takdirde genç dimağlarımıza tarihi ve tarihî romanları sevdireceğiniz yerde onlardan nefret ettiririz.
Türklere Anadolu’nun kapılarını açan, İslâm’ın Anadolu’da yayılmasını sağlayan Malazgirt Zaferi’nden bugüne kadar tam 953 sene geçti. Sizin anlayacağınız dokuz buçuk asır geride kaldı. Bizler Selçukluların ve Osmanlıların torunları olarak bu şanlı zaferin 10. asrına merdiven dayamış bulunmaktayız. Ama ne yazık ki her geçen gün Malazgirt ve onun yakın yüzyıldaki yansıması olan Çanakkale ruhundan alabildiğine kopuyoruz. Sosyal medyanın baskın olduğu, küreselleşen ve her geçen gün daha da kirlenen dünyada değerlerimizden ve değerlilerimizden ne yazık ki uzaklaşıyoruz. Bu acı gerçeği görerek en kısa zamanda gerekli tedbirleri almalı, gençliğimizi düştükleri derin boşluktan ve şuursuzluktan (mankurtlaşmaktan) kurtarmalıyız. Bizi biz yapan ve topyekun bir millet kılan mâzideki güzellikleri ve özellikleri ihya etmek için bir an evvel özümüze ve kimliğimize irca etmeliyiz. Bunun için de millet olarak Çanakkale ve Malazgirt ruhunu yaşamalı ve yaşatmalıyız. Bizlere bu şerefli zaferleri bahşeden Rabbimize şükrederken aziz şehitlerimize de yüce Allah’tan rahmet diliyoruz. Ruhlârı şâd, makamları cennet olsun inşallah.
Dipnotlar:
1) “Malazgirt Meydan Muharebesi Hakkında Yapılan Araştırmalar”, Dr. Abdülkadir Yuvalı
http://www.mus.gov.tr/malazgirt-savasi-mus
2) “Malazgirt Muharebesi”, Ali Sevim, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi
https://islamansiklopedisi.org.tr/malazgirt-muharebesi