enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp gümüşhane gümüşhane haberler
DOLAR
34,8660
EURO
36,6208
ALTIN
3.050,49
BIST
10.058,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Gümüşhane
Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Gümüşhane
2°C
Karla Karışık Yağmurlu
Perşembe Kar Yağışlı
-1°C
Cuma Kar Yağışlı
-6°C
Cumartesi Çok Bulutlu
-1°C
Pazar Çok Bulutlu
0°C

Batı Trakya’da Tarihî Ve Kültürel Miraslarımız-1

18.03.2024 14:17
0
A+
A-

Türkiye, Türkiye’den ibaret değil bir de gönül coğrafyamız vardır.

Türkiye, Türkiye’den ibaret değildir. Bizim Türkiye dışında kalan Türk Dünyası coğrafyamız da var. Bu hüzünlü coğrafyanın önemli duraklarından biri de Batı Trakya’dır. Osmanlı ruhunun sindiği bu kadim topraklar her dem gözümüzde ve gönlümüzdedir.

Bir hiç uğruna kaybettiğimiz Balkanlar, içimizi yakıp kavuran bir ateştir. Adeta bir oldubittiyle elimizden çıkmıştır bu Osmanlı yurtları. Onun için bu topraklar yâdımıza düşünce hüzün kaplar yüreğimizi. Şair Serdengeçti’nin şu şiiri duygularımıza tercüman olur: “Bin yıl oldu toprağına basalı/Hayli oldu kılıçları asalı,/Bülbüllerin onun için tasalı,/Sazlar kırık, ayar tutmaz telleri,/Biz neyledik o koskoca elleri?..//Yol görünür, hakan emir verirdi,/Dalga dalga ordularım yürürdü,/Hamlemizden dağlar taşlar erirdi,/Dolu dizgin aştık nice belleri,/Biz neyledik o koskoca elleri?..//Ferman çıkar, dal kılıçlar takınır,/Meydanlarda Rabbe dua okunur,/Gölgemizden bütün cihan sakınır,/Andırırdık coşkun akan selleri,/Biz neyledik o koskoca elleri?..//Kosovalar, Plevneler bizsizdir,/Yosun tutmuş camilerim ıssızdır,/
Boynu bükük minareler öksüzdür,/Açmaz olmuş Kızanlığın gülleri,/Biz neyledik o koskoca elleri?..//Hâli görür, geleceği sezerdik,/Bir zamanlar ta Vistül’de gezerdik./Haritayı biz kendimiz çizerdik,/Fetheyledik deryaları, çölleri,/Biz neyledik o koskoca elleri?..”

Balkanların Türk ve dünya tarihi açısından önemi büyüktür. Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı olan Balkanlar, Türkiye’nin (öncesini de dikkate aldığımızda Osmanlı’nın) tarihî ve kültürel bağlarının sıkı olduğu bir coğrafyadır. Zira Balkan ülkelerinde ( Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Romanya, Bosna-Hersek, Arnavutluk) önemli miktarlarda Türk kökenli nüfus yaşamaktadır. Öte yandan Balkanlar Türkiye’nin güvenliği için de çok büyük bir önem arz etmektedir. Onun içindir ki Türkiye tarih boyunca Balkanlardaki olumlu-olumsuz bütün gelişmeleri dikkatle izlemiş, uzun vadeli düşünerek çıkarlarına uygun kararlı ve tutarlı bir duruş sergilemiştir. Türkiye’nin Balkan politikası, başta Avrupa devletleri ve ABD olmak üzere küresel güçler tarafından dikkatle takip edilmiş, ona göre karşı hamleler gerçekleştirilmiştir. Bu da Türkiye’nin Balkanlarda anahtar rolü gördüğünü gösterir.       Balkanlar bizim tarihimizde müstesna bir yere ve ehemmiyete sahiptir. Şair ve yazarlarımız Balkanları değişik açılardan ele almışlardır. Bazen Balkanların kaybedilişinin ve topraklarından göç etmek zorunda kalanların hüznü bazen de milletimizin bu topraklarda 550 yıl ayakta kalışının gururu bu şiirlerde, hikâye ve romanlarda ele alınmıştır. Özellikle Türk tarihinin en acı, en felâketli dönemlerinden biri olan Balkan Savaşlarının kaybedilişinin üzüntüsü bu edebî türlerde yaygın olarak işlenmiştir. Birbiri ardınca gelen savaşlar, yenilgiler, zulümler, soykırımlar, devletin yıkılışı, göçler, mübadele,  gurbet acıları, yoksulluklar ve büyük toprak kayıpları edebiyatla hemhâl olanları derinden etkilemiştir.

Buram buram Osmanlı kokan Balkanlar ve gönül başkentimiz Gümülcine

Buram buram Osmanlı kokan Balkanlar bize Batı Trakya’yı ve onun başşehri Gümülcine’yi hatırlatır. Bugün sınırlarımız dışında kalsa da, Gümülcine kültürüyle, medeniyetiyle, örf ve adetleriyle yüzyılı aşkın bir zamandan beri bizim olmaya devam etmektedir. Gümülcine’ye bir kere Osmanlı-Türk mührü vurulmuştur, o bir daha silinmez.

Gümülcine ve onun yanı başındaki İskeçe, İstanbul’dan çok daha evvel Türk-İslâm yurdu olma şerefine nail olmuştur. Türk-İslâm kültürüne ait unsurlarla tezyin edilen ve Türk kokan Eski Cami ve İstanbul’un kadim sokaklarından farksız olan Gümülcine sokakları bunun canlı şahididir. Şehrin muhtelif yerlerinde elif gibi dik duran çınarlar Osmanlı yadigârıdır. Tanıdık görüntülerin ve lezzetlerin sizleri karşılayacağı Türk Çarşısı, 1885 yılında II. Abdülhamid’in fermanıyla inşa edilen Tarihî Saat Kulesi, Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde görev alan bir kumandan olan Gazi Evrenos Bey’in ismini taşıyan ve Osmanlı Türk mimarisinin ilk örneklerinden biri olan Gazi Evrenos Bey İmareti, 1608 yılında inşa edilen ve ilk dönem Osmanlı mimarisine uygun olarak tasarlanan Eski Cami; tipik bir Türk şehri görünümünde olan Gümülcine’deki Türk-İslâm eserlerinin başında gelmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları
BU ALANA REKLAM VEREBİLİRSİNİZ.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.