Korona virüs belasından kurtulmak için, bizim ve tüm dünyanın çektiği sıkıntıları görüyorsunuz.
Sözünü ettiğimiz bir virüse karşı aşı geliştirme peşinde uluslar. Amerika, Rusya, Çin ve Almanya, istenen aşıyı buldu. Bilim adamlarının süzgecinden de geçti.
Biz de Çin ile anlaştık. Aşı henüz gelmedi, siz bu yazıyı okuyuncaya kadar belki gelmiş olur.
Büyük Atatürk, 1930’lu yılarda, Refik Saydam’ın öncülüğünde, Türkiye’yi kasıp kavuran; Sıtma, Verem, Kolera, Çiçek, Kızamık, Kızılcık gibi hastalıklarının aşılarını bulmak için Hıfzıssıhha Enstitüsünü kurdurmuştu. O yıllardan sonra sözünü ettiğimiz hastalıklar ortadan kalktı.
Aradan 100 yıla yakın bir süre geçti. Biz Korona Virüs aşısını bulmak için uğraşıp duruyoruz.
Ülkeyi yönetenlerin marifetlerinden biri de, 1930’larda kurulan bu enstitüyü kapatmak oldu.
Niye?
Atatürk kurdurduğu için.
Kapattığınız Enstitünün yerine yenisini koyup, sonra kapatamaz mıydınız?
Yenisini yapmaya akılları ermedi.
İşlediğim bu konuyla bağlantı kurmak için çok farklı bir olayı aktarmak istiyorum.
Yıl 1954 seçimlerinin arifesi. Trabzon’dayız. Düzenlenen mitingleri izliyoruz. Önce Demokrat Parti hatipleri konuştu. Konuşmacılar; Başbakan Adnan Menderes, TBMM Başkanı Refik Koraltan ve diğerleri. CHP’ye ağır ithamlarda bulundular. 1923’le 1950 arasından geçen 27 yılda ülkeye hiçbir hizmet yapılmadığını söylediler. Oysa o dönemde kendileri de hükümetteydi. Celal Bayar Başbakanlık, Bakanlık yaptı. Adnan Menderes, CHP Milletvekili ve parti müfettişliği görevlerinde bulunmuştu.
Sonra, CHP’li hatipler kürsüye geldi. Bunlar da; Faik Ahmet Barutça, Cemal Reşit Eyüboğlu ve diğerleriydi.
Şimdi, yazının baş tarafı ile bağlantı kurduğum yere geliyorum.
Faik Ahmet Barutçu dedi ki; “Sizin döneminizde şu, şu yatırımlar yapıldı. Sizin gibi inkâr etmiyoruz. Allah razı olsun diyoruz. Ama 1923’de 1950’ye kadar da yapılan fabrikaları, tesisleri, hizmetleri görmezden gelemezsiniz.”
Ak Parti döneminde bir şey yapılmadı mı? Çok şey yapıldı. Kendi dönemlerinden önce de yapılanları birer, birer satılar. Hiç olmazsa, sattıklarını yapanları hayırla yâd etsinler ve satıyorlarsa sattılar.
1950-1960 döneminde de, Demirel, Ecevit, Erbakan, Özal dönemlerinde de çok hizmetler yapıldı, çok eserler kazandırıldı bu ülkeye. Niye inkâr edelim.
Eğer, sık sık kötüledikleri 1950 öncesi dönemlerde (Atatürk döneminde) yapılanlar dursaydı ve günümüzde de onlara yenileri eklenseydi. Asgari ücreti 3 bin liranın üstüne çıkarmamak için bu kadar çaba harcanmaz, korona virüs aşısı bulmak için de aylarca uğraşmazdık.
Geçmişi inkâr ederek, kötüleyerek bir yere varamayız.