Gençlik yıllarımızda (1950’li ve 1960’lı yıllar) vatandaşlar akıllarının ermediği pek çok konuyu, köylerde öğretmenlere, kasaba ve ilçelerde-illerde devlet memurlarına sorardı. Bizim yaşadığımız bu bölgelere (Köylere, kasabalara ve ilçelere günlük gazete gelmezdi. Okuyan, dünyayı ve ülkemizi basın yoluyla, izleyen insan sayısı da azdı. Memurlara, öğretmenlere güvenilirdi.
O günlerden kalma bir alışkanlıkla, bir devlet adamının, bir milletvekili ya da bakanın söyledikleri doğru mu, değil mi diye ikilemde kalıyorum. Hem de duyduklarımın yanlışlığını bile, bile.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı işsizlerin sayısının azaldığını ve yoksulluğun sorun olmaktan çıktığını söyledi
İnanmazsınız, bunu söyleyen bir bakandır.
Yine de, soruna olumlu yönden bakmaya çalışıyorum. Gerçekte ne işsizlerin sayısı azaldı, ne de yoksulluk sorun olmaktan çıktı.
Demek ki, Sayın Bakan ve diğer devlet adamlarının köylüden, çiftçiden, esnaftan ve genel anlamda halkan haberleri yok. Evine ekmek götürmede zorlananların bulunduğunu söylediğiniz zaman, onlara çok abartılı geliyor.
İşsizlik nasıl azaldı?
İşyeri kapatılan esnaf sayısı 400 bine ulaştı. Kepenk kapatan işyerlerinde ortalama 5 kişinin (ki, bu rakam çok azdır. Biz 5 kişiyi ele alsak bile, beşi 400 binle çarptığımız zaman karşımıza 2 milyon işsiz çıkıyor. 400 bin de işvereni sayarsak, toplam 2 milyon 400 bin ediyor.
Yılların birikimi olan işsizlerin sayısında sürekli artış oldu, azalma olmadı.
Nasıl oldu da işsizlerin sayısı azaldı?
Çöp bidonların yiyecek bir şeyler arayan kadınların, çocukların bulunduğu bu ülkede, yine nasıl oldu da, yoksulluk sorun olmaktan çıktı?
Sürekli gazete okuyan, televizyonda haberleri ve tartışmaları izleyen biri olarak, işsizlerin azaldığını, yoksulluğun ortadan kalktığını bir bakandan dinleyince gerçekten hayretler içinde kalıyorum.
İlk gençlik yıllarımızın geçtiği Kelkit’te bir deyim vardır. Kendilerine doğru gelmeyen bin söz işittikleri zaman; “Aklım olmasa da insansam” derler.